Erol E., Karalı F. S., Savaş Z.
TÜBİTAK Projesi, 2209-B - Sanayiye Yönelik Lisans Araştırma Projeleri Destekleme Programı, 2021 - 2022
Türkiye
İstatistik Kurumu(TÜIK)’nun 2011 tarihli verilerine göreTürkiye toplam
nüfusunun %6,9’u engelli iken, toplam nüfusun %0,7’sini konuşma engelli
bireyler oluşturmaktadır. Engelli nüfusun en az yarısı (tamamından ortopedik
engelliler ve görme engelliler çıkarılırsa) dil edinme ve konuşamama sorunu
nedeniyle ayrıca “dil ve konuşma bozukluğuna sahip engelli” durumundadır.
Türkiye’de dil ve konuşma terapisi mesleği gelişmekte olan bir meslek olduğu
için terapist sayısı azdır ve terapistlerin ulaşabileceği terapi materyalleri
oldukça kısıtlıdır. Yaygın olarak kullanılan materyallerin büyük çoğunluğunu
kartlar ve kitaplar oluşturmaktadır.
Mevcutta kullanılan bu materyallerle çocukların ilgi ve dikkatleri uzun
süre korunamamaktadır.
Dil edinimi;
insanın dili algılama, kavrama, anlama ve kullanma sürecidir. Bu süreç
içerisinde insan; sözcük üretme ve kullanmaya, iletişim kurma amacıyla bilinçli
biçimde cümleler kurmaya başlar. Dil ve konuşma gelişimi sırasında seslerin
belirli edinim sıralaması vardır. Bu edinim ve üretim yaşına uygun olarak
gerçekleşmezse dil ve konuşma terapisti ile terapiye başlanması gerekmektedir.
Bu noktada ortaya çıkan problemler sesleri üretememe yani sesletim bozukluğuna
ya da dile özgü sesbilgisel sıralamayı öğrenmede problemlere yol açmaktadır. Bu
süreçte terapinin hızlı ve etkili ilerlemesi için çocukların ilgisini çekecek
ve motivasyonunu arttıracak materyallere ihtiyaç vardır. Bu projenin amacı
terapinin etkililiğini arttırmak için yeni bir materyal tasarlamaktır.
Türkçede
konuşma anlaşılırlığını oldukça etkileyen ve terapisi uzun sürebilen /r/, /k/
ve /s/ sesleri pilot ses olarak seçilmiştir. Tasarlanacak materyallerin /r/,
/k/ ve/s/ seslerinin sözcüğün farklı konumlarında üretilmesini sağlayacak hedef
sözcükler belirlendikten sonra sözcüğü farklı konumlarındaki /r/, /k/ ve /s/
seslerini üretmek üzere oluşturulması planlamaktadır. /r/, /k/ ve /s/ sesleri
ile belirlenen sözcükleri 3 boyutlu materyallere dönüştürerek tüm bu sözcükler
küçük oyuncaklar şeklinde ve gerçekte yaşamda görüldüğü gibi olacaktır.
Terapilerde üç boyutlu materyalleri
sistematik bir şekilde bulma konusunda çekilen güçlüğün giderilmesi
sağlanacaktır. Aynı zamanda materyallerin 3 boyutlu olması çocuklardaki görsel
ve dokunsal girdiyi de arttıracaktır. 3D yazıcılarla geliştireceğimiz
filamentlerbio-uyumlu özelliklere sahip olup mekaniksel alanda da bir
geliştirme süreci olacaktır.