Dirican O., Husseını A. A. (Yürütücü)
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2024 - 2025
Hücresel ve doku düzeyinde rejeneratif bir yeteneği olmadığından dolayı kalıcı etkilere neden olan bir kanser türü olan beyin ve merkezi sinir sistemi kanserleri, aynı zamanda cerrahisi oldukça sınırlayıcı, hassas, prognoz açısından da, bireylerin hayatları üzerine etkileri düşünüldüğünde, oldukça zor bir doku grubudur. Tümör oluşumunda veya baskılanmasında metabolik yolak gereği etkileri bulunan protein ve gen düzeyinde moleküler yapılarda ki mutasyonel gelişimlerin, özellikle Türk toplumunda ki durumunun ortaya konulması amaçlanmaktadır. 2019-2021 Yılları arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Beyin Cerrahisi Kliniği ve Tıbbi Patoloji bölümlerinde, merkezi sinir sistemi ve/veya beyin tümörü teşhisi konulmuş, cerrahi müdahale ile elde edilmiş yaklaşık 150 hastaya ait arşiv dokusundan uygun preparasyonlar gerçekleştirilecek ve retrospektif olarak doku bloğu şeklinde çalışmaya dahil edilecektir.
Çalışmamızda Flourescence In Situ Hibridizasyon (FISH) tekniği kullanılarak; proapoptotik, apoptotik, detoksifikasyon yolakların, ve receptor tyrosine kinaseler enzyimleri olmak üzere doğrudan veya dolaylı diğer kanser türlerinde etkili olduğu bilinen, moleküler düzeyde kontrolünün sağlandığı gen bölgelerinde ki anomalilerin durumu ortaya konulacaktır. Hastalara ait aynı zamanda bazı demografik (Yaş, Cinsiyet, Sigara Kullanımı, Alkol Kullanımı,..vb.) ve klinik (Radyoterapi ve kemoterapi tedavi durumları, Re-operatif durumları, Tümör çeşitleri, Tümör lokalizasyonları, Survival durumları,..vb.) verileri de bulunmaktadır. Bununla birlikte çalışmanın elde edilecek moleküler verileri, numunelerin elde edildiği hastalara ait diğer klinik ve demografik verilerde kullanılarak, regresyon analizleri ile bağıntıları ortaya konulmaya çalışılacaktır. Literatüre bakıldığında beyin ve merkezi sinir sistemi tümörlerinde, numune eldesinin zorluğu nedeniyle çalışmalara az rastlanmaktadır. Özellikle bu tümör çeşidine ait moleküler düzeyde bulunan çalışma sayısının ortaya konulmasının ve Türk toplumunda mevcut gen havuzunu oluşturan bireylerde ki profillendirmenin yapılması ve etkisinin geniş bir bakış açısıyla ortaya konulmasının, hem literatüre hem de moleküler epidemiyolojiye sağlayacağı katkı açısından etki değeri yüksek ve özgün nitelikte bir potansiyele sahip olması nedeniyle veri anlamında bilimsel bir ürüne dönüştürülmesi hedeflenmektedir.