Korkunun Kente İzdüşümü: Sultangazi İlçesindeki Suriyeli göçmenlerin Kent ve Korku Algısı


Creative Commons License

Tüncer E.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2022 - 2025

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Eylül 2022
  • Bitiş Tarihi: Eylül 2025

Proje Özeti

Eski çağlarda insanlarda doğadan gelebilecek tehditlerden korunmak amacıyla oluşan güvende olma içgüdüsü, zamanla

beyliklerin büyümesi ve imparatorlukların kurulmasına yol açmıştır. Korunaklı bir ortam yaratarak güvende olma hissi

surlarla, kalelerle, askerlerle, güvenlik elemanlarıyla dolu bir kenti ve bu bağlamda düşünceyi oluşturmuştur. Günümüzde de

göç dalgalarıyla büyüyen kentlerde hem göç edenin hem de göç edilen yerdeki insanların suça maruz kalma korkusu ve

bireyin kendini toplumsal ve ekonomik olarak güvende hissetme isteği artmıştır. Göçün ardından baş gösteren adaptasyon

sorunu, zorlaşan ekonomik koşullar, dışlanmışlık ve dayanışmanın olmadığı bir ortamda kent korkuya açık bir ortam halini

almaktadır. Göç ile mekânsızlaşmaya hazırlıksız yakalanan insanların kültürel dokusu bozulup dinamiklerinin tahrip

olmasıyla yabancılaşma, parçalanma, tedirginlik, güvensizlik zayıflık, anlamsızlık duygusu hâkim olmaya başlamıştır. Bu

bağlamda özellikle farklı sosyo-ekonomik bölgelere göç eden Suriyelilerin kent ile korku diyagramlarının birbiri ile

bağıntısını açığa çıkarmak, bu korkunun oluşturduğu baskı altındaki deneyimlerini ve güç ilişkilerini Bourdieu üzerinden

okumak mümkündür. Kenti bir “Alan” olarak ele alıp bu alan üzerindeki korkuyu da ise “Oyun” olarak değerlendirip

Bourdieu’nun “Sermayeler”, “Habitus (yatkınlıklar)”, “Doxa” (sabitfikir), “Ilisio”, “Sembolik Şiddet”, “beğeni” gibi diğer

kavramsallaştırmaları kullanılacaktır. Böylece ortaya çıkan korkunun baskısı altındaki ilişkilerin, dayanışma geleneğinin ve

çeşitli hiyerarşilerin daha da anlam kazanacağı söylenebilir. Ayrıca çalışmanın birbirini destekleyen diğer bir ayağı da

medyadır. Göçmenlerin ya da mültecilerin medyada nasıl temsil edildikleri ve edileceği o ülkenin vatandaşlarının göçmenlere

bakış açısında etkili olacağı varsayılmaktadır. Son zamanlarda vatandaş gazeteciliğinin yayılmasıyla cep telefonuyla çekilen

kavgalar, kap-kaç, hırsızlık, kadına şiddet, hayvana şiddet, tecavüz, saldırı ve güvenlik kameralarına yakalanan benzer

görüntülerin yayılması ve bu haberlerin büyük çoğunluğunda göçmenlerin özne olması iddiası korku kültürünün

oluşturmaktadır. Bunların haberleştirilmesi ise toplumda göçmenlere karşı ön yargı ve nefret hissi doğurabileceği gibi onları

sempatik hale de getirebilmektedir.