YAPAY ZEKÂ TARAFINDAN OLUŞTURULAN SANAL KONUT ORTAMLARININ YAPI FIZIĞI AÇISINDAN DEĞERLENDIRILMESI


Kurtuluş M.

İNŞAAT MÜHENDISLIĞI, MIMARLIK VE YAPI TEKNOLOJILERI, Prof. Dr. Ercan Özgan, Editör, Vizetek Yayıncılık, Ankara, ss.99-118, 2025

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2025
  • Yayınevi: Vizetek Yayıncılık
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.99-118
  • Editörler: Prof. Dr. Ercan Özgan, Editör
  • İstanbul Gelişim Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Dijitalleşmenin mimari tasarım üzerindeki etkileri her geçen

gün daha görünür hale gelmekte; özellikle yapay zekâ destekli

tasarım araçlarının gelişmesiyle birlikte mekân üretimi daha hızlı,

esnek ve çeşitlenebilir biçimlerde gerçekleşmektedir. Yapay zekâ,

mimari tasarım sürecine yalnızca bir araç olarak değil, aynı zamanda

tasarımsal kararları etkileyen yaratıcı bir ortak olarak dahil olmaktadır.

Bu gelişme, geleneksel tasarımın sınırlarını genişletmekle birlikte,

özellikle konut gibi gündelik yaşamın merkezinde yer alan mekân

türlerinde yeni tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Yapay zekâ

tarafından oluşturulan sanal mekânların büyük bir kısmı, görsel olarak

etkileyici kurgular sunmakla birlikte, fiziksel çevre kalitesine ilişkin

ölçütleri göz ardı etme riski taşımaktadır. Bu noktada, yapı fiziği gibi

yaşanabilirlik ve kullanıcı konforu ile doğrudan ilişkili disiplinlerin

dijital tasarım süreçleri içindeki temsil biçimi önemli bir sorgulama

alanı hâline gelmiştir.

Bu çalışma, yapay zekâ aracılığıyla oluşturulan sanal konut

ortamlarını yapı fiziği bağlamında eleştirel biçimde değerlendirmeyi

amaçlamaktadır. Ancak konvansiyonel yapı fiziği başlıkları olan

termal konfor, iç hava kalitesi, akustik performans ve enerji verimliliği

gibi kriterler, fiziksel ölçüm ve deneyime dayalı olduğundan, yalnızca

görsel üretime dayanan sanal ortamlarda doğrudan değerlendirilemez.

Bu nedenle çalışmada, yapı fiziği disipliniyle ilişkili olmakla birlikte

görsel olarak gözlemlenebilir ve yorumlanabilir olan beş kriter

üzerinden değerlendirme yapılacaktır: malzeme ve doku kullanımı,

mekânsal form ve boşluk organizasyonu, ışık kullanımı (gün ışığı

ve yapay ışık), renk tercihleri ve boyut/ölçek ilişkileri. Bu beş başlık,

fiziksel mekân deneyimini doğrudan etkilemekte ve aynı zamanda

yapay zekâ üretimli görseller üzerinden okunabilir veriler sunmaktadır.

Araştırma kapsamında, yapay zekâ destekli bir görsel üretim

aracı kullanılarak beş farklı konut senaryosu tanımlanmış ve her biri

temsili iç mekân görselleri olarak oluşturulmuştur. Seçilen senaryolar,

farklı konut tipolojilerini, mekânsal kurguları ve estetik tercihleri

temsil edecek şekilde kurgulanmıştır. Elde edilen görseller, belirlenen

beş kriter doğrultusunda görsel analiz yöntemiyle değerlendirilmiş;

mekânların görsel bütünlüğü, algısal kalitesi ve fiziksel çevreyle

kurduğu ilişki eleştirel bir bakışla incelenmiştir. Her bir görsel,

kullanıcı deneyimini etkileyen fiziksel ögelerin sanal ortamda ne

şekilde temsil edildiğine odaklanarak, yapay zekânın sadece biçimsel

değil, aynı zamanda çevresel konforla ilişkili kararlar üretebilme

potansiyelini de tartışmaya açmaktadır.

Bu bağlamda çalışma, yapı fiziğinin yalnızca mühendislik temelli

teknik bir alan değil, aynı zamanda mimari estetik, kullanıcı algısı ve

mekânsal kaliteyle doğrudan ilişkili çok boyutlu bir tasarım kriteri

olduğunu vurgulamakta; yapay zekâ tabanlı tasarımların eleştirel bir

yapı fiziği perspektifiyle değerlendirilmesine yönelik özgün bir çerçeve

önermektedir.

The effects of digitalization on architectural design are becoming increasingly evident, particularly with the advancement of artificial intelligence (AI)-assisted design tools that enable the production of space in faster, more flexible, and diversified ways. Artificial intelligence is integrated into the architectural design process not merely as a tool but also as a creative partner that influences design decisions. This development expands the boundaries of conventional design while simultaneously introducing new discussions, especially regarding residential spaces that form the core of everyday life. Although AI-generated virtual environments often present visually compelling compositions, they risk neglecting the criteria related to the quality of the physical environment. At this point, the representation of disciplines directly associated with livability and user comfort—such as building physics—within digital design processes has become a significant area of inquiry.

This study aims to critically evaluate virtual residential environments generated through artificial intelligence within the context of building physics. However, conventional building physics criteria—such as thermal comfort, indoor air quality, acoustic performance, and energy efficiency—are based on physical measurement and experience, making them unsuitable for direct evaluation in visually generated virtual environments. Therefore, this research employs five criteria that are visually observable and interpretable while maintaining a conceptual connection to building physics: material and texture use, spatial form and void organization, lighting (daylight and artificial light), color preferences, and scale/proportion relationships. These five parameters directly influence the physical experience of space and simultaneously provide interpretable data through AI-generated visuals.

Within the scope of this study, five distinct residential scenarios were created using an AI-based visual generation tool, each represented through interior visualizations. The selected scenarios were designed to represent various residential typologies, spatial configurations, and aesthetic preferences. The resulting images were analyzed through visual analysis based on the five defined criteria, focusing on the visual coherence, perceptual quality, and relationship between the virtual spaces and their physical counterparts. Each visualization examines how physical elements that affect user experience are represented in virtual settings, thereby questioning the potential of AI not only to produce formal design decisions but also to engage with environmental comfort parameters.

In this context, the study emphasizes that building physics should be regarded not merely as a technical, engineering-based field but as a multidimensional design criterion directly linked to architectural aesthetics, user perception, and spatial quality. Accordingly, it proposes a novel framework for the critical evaluation of AI-based spatial designs from the perspective of building physics.