Akademik Veri Yönetim Sistemi
VI. Uluslararası Yeni Medya Konferansı: Yeni Medyanın Ekonomi Politiği, İstanbul, Türkiye, 26 Ekim 2023, ss.47-48, (Özet Bildiri)
Bu çalışmanın ana amacı, hakikat-sonrası dönemin ve yeni medyada ortaya çıkan algoritmik boşlukların etkilerini Bell Pottinger ile Gupta ailesi örnekleri üzerinden analiz etmektir. Bu örnekler aracılığıyla, dijital çağın bilgi akışına olan etkisi ve bu etkinin toplumsal, siyasi ve kültürel sonuçları incelenmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın kavramsal çerçevesi, bilgi akışındaki değişimleri anlamak amacıyla algoritmik boşluklar ve hakikat-sonrası dönem kavramlarına dayanmaktadır. Algoritmik boşluklar, sosyal medya platformlarının içerik sunma algoritmalarındaki manipüle edilmeye açık yönleri ve bu dolayımla bilgiye erişimimizin nasıl şekillendirildiğini vurgulamaktayken; hakikat-sonrası dönem ise, bilginin nesnel gerçeklikten ziyade kişisel görüşlere dayalı olarak algılanmaya başladığı dönemi ifade eder. Bu kavramlar, çalışmanın temel teorik çerçevesini oluşturmaktadır. Alanyazına Bell Pottinger ve Gupta ailesi örnekleri üzerinden özgün bir katkı sunmayı hedefleyen bu çalışma, algoritmik boşlukların manipülatif ve yanıltıcı bilgi yayılmasına nasıl yol açabileceğini gösterirken, hakikat-sonrası dönemin toplumsal kutuplaşma ve gerçeklik sorgulaması gibi yönlerine vurgu yapmaktadır. Bu bağlamda çalışma, dijital çağın bilgi akışındaki sorunlarına daha geniş bir perspektiften yaklaşarak alanyazına zenginleştirici bir bakış açısı sunmaktadır. Araştırmanın metodolojik yaklaşımı, örneklerin anlamını ve etkilerini derinlemesine anlamamıza olanak tanıyan niteliksel analizdir. Bu kapsamda, Bell Pottinger danışmanlık şirketinin Gupta ailesinin yolsuzluk iddialarıyla sarsılan itibarını düzeltebilmek adına yürütmüş olduğu sistematik dezenformasyon yayma kampanyasına ait içerikler, sosyal medya paylaşımları ve medya raporları gibi veriler, derinlemesine analiz edilerek algoritmik boşlukların etkileri ve hakikat-sonrası dönemin yansımaları açısından incelenecektir.
The main objective of this study is to analyze the effects of the post-truth era and the algorithmic gaps emerging in new media through the examples of Bell Pottinger and the Gupta family. Through these examples, the study examines the impact of the digital age on the flow of information and the societal, political, and cultural consequences of this impact. In this context, the conceptual framework of the study is based on the concepts of algorithmic gaps and the post-truth era in order to understand the changes in information flow. Algorithmic gaps highlight the manipulable aspects of content delivery algorithms on social media platforms and how this shapes our access to information. On the other hand, the post-truth era refers to a period where information is perceived based on personal opinions rather than objective reality. These concepts form the foundational theoretical framework of the study. Aiming to provide an original contribution to the literature through the examples of Bell Pottinger and the Gupta family, this study demonstrates how algorithmic gaps can lead to manipulative and deceptive information dissemination, while emphasizing aspects of the post-truth era such as societal polarization and reality questioning. In this context, the study offers an enriching perspective to the problems in information flow in the digital age by approaching them from a broader standpoint. The methodological approach of the research involves qualitative analysis, which enables us to deeply comprehend the meaning and effects of the examples. Within this framework, the systematic disinformation dissemination campaign conducted by the Bell Pottinger consultancy firm to restore the reputation of the Gupta family, which had been shaken by corruption allegations, will be examined. The content related to this campaign, including data such as social media posts and media reports, will be thoroughly analyzed to investigate the effects of algorithmic gaps and the implications of the post-truth era.