BYUNGJİN STRATEJİSİ KAPSAMINDA KUZEY KORE’NİN SURİYE İLE İLİŞKİLERİ


Akçadağ Alagöz E.

VIII. Uluslararası Orta Doğu Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 24 - 26 Ekim 2023

  • Yayın Türü: Bildiri / Yayınlanmadı
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • İstanbul Gelişim Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Kuzey Kore dışarıya kapalı bir ülke olduğundan ithalat ve ihracatının %90’ını

gerçekleştirdiği Çin ile olan ilişkileri dışında, diğer ülkelerle olan ilişkileri fazla

bilinmemektedir. Oysa mevcut yaptırımlardan kaçınmak amacıyla, bu ülke son 10 yıldır

Afrika ve Orta Doğu ülkeleriyle olan ilişkilerini artırmaktadır. Bu çalışmanın amacı Suriye ile

Kuzey Kore arasındaki ilişkileri, bu ilişkilerin taraflar açısından taşıdığı öneme çerçevesinde

ele almaktır. Bu kapsamda çalışmanın temel sorusu Kim Jong-un tarafından ortaya atılan

Byungjin stratejisi kapsamında iki ülke ilişkilerinin Pyongyang açısından ne anlam ifade

ettiğidir.

İkili ilişkiler 1966 yılında başladıktan sonra, 1967’de ve1973’te İsrail ile olan

savaşlarında Kuzey Kore Suriye’ye 20-25 savaş pilotu, tank personeli ve füze teknisyenleri

göndermiştir (Solomon, 2017). İdeolojik yakınlıktan öte Pyongyang için Şam ile olan ilişkiler,

milyonlarca dolarlık savunma araç ve ekipmanı ihracatı anlamına gelmektedir. Soğuk Savaş

sonrası SSCB’den askeri ekipman temin etme olanağını kaybeden Suriye için Kuzey Kore

ucuz fiyatları nedeniyle tercih sebebi olmuştur. Bir diğer önemli işbirliği nükleer teknoloji

alanında gerçekleştirilmiştir. Kuzey Kore'nin Yongbyon nükleer merkezindeki nükleer

silahları için bölünebilir malzeme üreten amiral gemisi 5 megavatlık reaktörü, Suriye'nin Al-

Kibar nükleer reaktörü için örnek teşkil etmiştir. İsrail'in Eylül 2007'de Al-Kibar'a

düzenlediği saldırıda, nükleer reaktörün inşaatına yardım eden on Kuzey Koreli nükleer bilim

adamının öldüğü iddia edilmektedir (Ramani, 2021).

Suriye iç savaşı sırasında iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler daha da artmış,

2012’den itibaren Kim Jong-un Esad’ın Suriye’nin egemenliğini korumaya yönelik çabalarını

takdir ettiğini defaatle dile getirmiştir. Esad’ın kimyasal silah kullandığı iddiaları karşısında

Esad’ı savunmuş ve ABD’nin Suriye’deki askeri faaliyetlerini kınamıştır. Kuzey Kore’nin söz

konusu desteklerine cevaben Suriye BM Genel Kurulu’nda bu ülkeye yönelik tüm yaptırım

kararlarına olumsuz oy kullanmış, Haziran 2019’da taraflar ikili ekonomik ilişkileri artırmak

için mutabakat anlaşması imzalamıştır. Esad rejimine yönelik destekleri dışında, Kuzey

Kore’nin Suriye ordusuna balistik füze ve kimyasal silah başta olmak üzere silah ve teçhizat

desteği verdiği bilinmektedir.

Kuzey Kore füze teknolojisinin önde gelen müşterilerinden olan Suriye’ye grafit, özel

çelik ve roket lülesi sağlanmıştır ki bu parçalar Suriye'nin yerli olarak kısa menzilli ve orta

menzilli balistik füzeler üretmesine olanak sunmaktadır (Ramani, 2021). Ayrıca Kuzey

Kore'nin Suriye'ye füze sevkiyatı, Şam'ın kimyasal silah programına verdiği destekle de iç içe

geçmiş durumdadır.

Kuzey Kore ile olan ilişkiler Esad rejimi açısından uluslararası arenadaki

izolasyonizmi kırma, iç savaşta kullanmak üzere silah temin etme, füze ve nükleer

yeteneklerini geliştirme anlamında önem arz etmektedir. Öte yandan Kuzey Kore, İsrail'in

1 Doç. Dr., İstanbul Gelişim Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, eakcadag@gelisim.edu.tr


Suriye topraklarına yönelik hava saldırılarına misilleme yapma konusunda Suriye'nin

çabalarına yardımcı olabilir. Bu noktada Pyongyang’ın Hizbullah ile ilişkilerinin

bulunduğunu da ifade etmek gerekmektedir (Ramani, 2021). Misilleme kapsamında Kuzey

Kore, İsrail'e Ağustos 2020'de İsrail savunma sanayisine yönelik saldırı gibi siber saldırılar

gerçekleştirebilir.

Kim Jong-un Mart 2013’teki Parti Merkez Komitesi toplantısı sırasında, babası Kim

Jong-il tarafından devletin temel stratejisi olarak uygulanan Songun’dan (önce ordu)

Byungjin’e (paralel gelişim) geçildiğini açıklamıştır. Bu yeni stratejisinin temelinde ekonomik

ve askeri kabiliyetlerin paralel biçimde gelişmesi bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, başta

nükleer silah programının gelişimi olmak üzere askeri savunma kabiliyetlerinin artırılması ve

ülkenin ekonomik durumunun iyileştirilmesi planlanmaktadır. Bu strateji çerçevesinde 2016

ve 2017’deki nükleer denemeler ve 2023’e kadar gerçekleştirdiği 200’ün üzerindeki füze

denemesi (kıtalararası balistik füze denemeleri kısa menzilli Hwasong-6, orta menzilli

Nodong, uzun menzilli Musudan ve denizaltıdan atılan Pukkuksong-1 balistik füze

denemeleri gibi) genç liderin nükleer programa verdiği önemi kanıtlar niteliktedir.

Ekonomik gelişim ise günümüzde daha talepkar hale gelmiş ve kendi geçimini

devletten bağımsız sağlamaya alışmış yeni neslin taleplerine cevap verebilmek ve

memnuniyetsizliğin getireceği başkaldırıları önlemek için elzemdir. Bu kapsamda Kim Jong-

un’un ekonomik ajandası şirket yönetimi, tarım, bankacılık, özel ekonomik bölgeler ve dış

ticaret alanlarında yenilikler içermektedir. Çin dışındaki ülkelerle ticari ilişkiler artırılmaya

çalışılmaktadır ki bu çaba 2019 yılında anayasanın dış ticaret ile ilgili kısmında yapılan

değişiklikte de görülmektedir. Kuzey Kore, yapılan değişiklikle “ticaret yapısını geliştirmeyi”

ve “dış ekonomik ilişkilerini eşitlik ve mütekabiliyet çerçevesinde geliştirmeyi” hedeflediğini

ortaya koymuştur (Isozaki, 2019). Ekonominin iyileştirilmesi kapsamında yabancı ülkelerle

yapılacak ticarete atfedilen önemin bir yansıması olarak, Kuzey Kore’nin önde gelen ekonomi

dergilerinde (Kyo’ngje Yo’ngu ve Hakpo) daha önce ticareti sınırlayan bir kavram olarak ele

alınan kendine yeterlilik artık tam tersine teşvik edici bir kavram olarak kullanılmaya

başlanmıştır (Carlin and Lee, 2023). 2014’ten önce kapitalist ülkelerle ticaretin sakıncalarına

vurgu yapan ve kapitalist unsurların ülkeye sızabileceğinin altını çizen Kyo’ngje Yo’ngu

dergisi, bu tarihten sonra kendi kendine yeterlilik prensibini, her türlü eşitsiz ve adaletsiz

uluslararası ekonomik ilişkiye karşı çıkmak ve tüm ülkelerin birbirlerinden eşit şartlarda ve

eşit haklarla yararlanmasını sağlamak şeklinde yorumlamaya başlamıştır (Carlin and Lee,

2023). Diğer ülkelerde talep gören çeşitli ürünleri üretip satmak ve karşılığında ülkenin

ekonomik gelişimi ve toplumun standartlarını yükseltmek için gerekli malları satın almanın

mümkün olduğu vurgulanmıştır

Dolayısıyla Suriye gibi Orta Doğu ülkelerine (Yemen, Mısır, Libya ve Pakistan gibi)

yönelik savunma sanayi ihracatı (bilhassa füze ve füze parçası ) ülkeye önemli miktarda döviz

girdisi sağlamaktadır. Öte yandan iki ülke arasındaki ilişkiler Kuzey Kore’nin yaptırımlardan

kaçınma girişimleri çerçevesinde önem arz etmektedir. Zira 2017’de BM o tarihe kadar

herhangi bir ülkeye uygulanan en zorlayıcı yaptırımlar olarak görülen yaptırım kararları

almıştır. Mayıs 2019'da Kuzey Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı Pak Myong Guk,

Pyongyang'ın Suriye'nin yeniden inşasına destek sözü vermek ve ekonomik yaptırımlara karşı


Suriye-Kuzey Kore ikili işbirliğini sıkılaştırmak için Şam'ı ziyaret etmiştir. Söz konusu

yaptırımlara karşın hala Suriye’deki yeniden inşa faaliyetlerinde çok sayıda Kuzey Koreli

işçinin çalıştığı bilinmektedir. İlaveten, Suriye, Kuzey Kore'nin İran ve Yemen ile askeri

işbirliğini kolaylaştırma potansiyeline sahiptir. BM Uzmanlar Paneli'nin 2021 tarihli raporuna

göre “kritik parçalarını” transfer etmiştir (Fitzpatrick, 2021). Ayrıca Hutilerin elinde Kuzey

Kore yapımı Hwasong-6 füzesi bulunduğu bilinmektedir (Ramani, 2021).

Sonuç olarak, Suriye ile olan ilişkiler Kuzey Kore’nin Batı karşıtı ülkelerle olan

işbirliği ağının önemli bir parçasıdır. Kim Jong-Un’un Byungjin stratejisi bu ülkeyle mevcut

ilişkilerinin daha da güçlenmesini beraberinde getirmiştir. Fakat bu ilişki nükleer silahların ve

balistik füzelerin yayılmasını Orta Doğu’da yayılmasını önleme çabasındaki Batı açısından

endişeyle takip edilmektedir.