3rd International Multidisciplinary Student Congress in the Light of Science, New York, United States Of America, 11 - 13 April 2025, vol.9786256997646, pp.120-121, (Summary Text)
The aviation sector has placed itself at the center of globalization as one of the sectors that is growing rapidly every passing day. With the growth of civil aviation, the number of aircraft and the frequency of flights have increased, and the sector has reached the position of serving billions of passengers. With this growth, in addition to social and economic advantages, environmental impacts have also become questioned. Carbon dioxide (CO2) and other greenhouse gas emissions (GHG) cause serious concerns in terms of environmental sustainability. The carbon footprint arising from the aviation sector causes the issue of sustainability to stand out in the sector and the issue to be handled carefully. Fossil fuels have been used in the 120-year history of aviation because they are incredibly energy-intensive. However, carbon dioxide emissions from commercial aircraft are projected to triple by 2050. In this case, the aviation industry needs alternative solutions to reduce the impact of this and support sustainability. One of the solutions that excites the aviation industry, aircraft manufacturers and regulatory agencies of states is sustainable aviation fuel (SAF). Sustainable aviation fuel (SAF; Sustainable Aviation Fuel) is defined as biofuel, renewable aviation fuel, renewable jet fuel, alternative fuel or biojet fuel. It is a safe alternative produced from biological sources instead of fossil fuels. It is a low-carbon fuel that can be used as a substitute for pure, conventional, petroleum-based jet fuel produced from renewable materials such as mustard seeds, sugarcane and used cooking oil. Since this fuel can reduce CO2 emissions by 80%, it has great potential in securing the sustainable growth of aviation. According to the International Civil Aviation Organization (ICAO), SAF is used on more than 360,000 commercial flights at 46 different airports concentrated in the United States and Europe. According to the organization, it is estimated that at least a 50% reduction in greenhouse gas emissions will be achieved after the targets announced in 2021, while 35 billion gallons of savings in fuel consumption will be achieved in 2050. In addition, it is expected that there will be a significant increase in the use of pure, including low-carbon electricity and green hydrogen, towards the middle of the century (330-445 million tons per year).
Havacılık sektörü her geçen gün hızla büyüyen sektörlerden biri olarak küreselleşmenin merkezine yerleşmiştir. Sivil havacılığın büyümesi ile birlikte uçak sayısı ve uçuşların sıklığı artmış, sektör milyarlarca yolcuya hizmet eder konuma gelmiştir. Bu büyüme ile birlikte sosyal ve ekonomik avantajların yanında çevresel etkileri de sorgulanır hale gelmiştir. Karbon dioksit (CO2) ve diğer sera gazı emisyonları (GHG), çevresel sürdürülebilirlik açısından ciddi endişelere yol açmaktadır. Havacılık sektöründen kaynaklanan karbon ayak izi, sektörde sürdürülebilirlik konusunun öne çıkmasına ve konunun dikkatle ele alınmasına sebep olmaktadır. Fosil yakıtlar, 120 yıllık havacılık tarihinde inanılmaz derecede enerji yoğun olması sebebiyle kullanılmaktadır. Ancak 2050 yılına kadar ticari uçaklardan kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının üç katına çıkacak olması öngörülmektedir. Bu durumda havacılık endüstrisi, bunun etkisini azaltmak ve sürdürülebilirliği desteklemek için alternatif çözümlere ihtiyaç duymaktadır. Havacılık sektörünü, uçak üreticilerini ve devletlerin düzenleyici kurumlarını heyecanlandıran çözümlerden biri sürdürülebilir havacılık yakıtıdır (SAF). Sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF; Sustainable Aviation Fuel) biyoyakıt, yenilenebilir havacılık yakıtı, yenilenebilir jet yakıtı, alternatif yakıt veya biyojet yakıtı gibi tanımlanmaktadır. Fosil yakıtlar yerine biyolojik kaynaklardan üretilen güvenli bir alternatiftir. Hardal tohumu, şeker kamışı ve kullanılmış pişirme yağı gibi yenilenebilir malzemelerden üretilen SAF, geleneksel, petrol bazlı jet yakıtının yerine kullanılabilen düşük karbonlu bir yakıttır. Bu yakıt CO2 emisyonlarını %80 oranında azaltabildiğinden havacılığın sürdürülebilir büyümesini güvence altına almada büyük potansiyele sahiptir. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’ne (ICAO) göre, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'da yoğunlaşan 46 farklı havalimanında 360.000’den fazla ticari uçuşta SAF kullanılmaktadır. Örgüte göre, 2021’de duyurulan hedeflerden sonra sera gazı emisyonlarında en az %50 azalma sağlanırken, yakıt tüketiminde 2050’de 35 milyar galon tasarruf sağlanacağı öngörülmektedir. Ayrıca, düşük karbonlu elektrik ve yeşil hidrojen de olmak üzere yüzyılın ortasına doğru SAF kullanımında önemli bir artış yaşanacağı (yılda 330-445 milyon ton) düşünülmektedir.