grafiker yayınları, Ankara, 2023
Azerbaycan
Cumhuriyeti örneğinde millî kimliğin oluşma ve inşa süreci ve bu süreçte
Türkiye’ye eğitim amacıyla gelen Azerbaycan Cumhuriyeti yurttaşları olan
katılımcıların, Türkiye’de yaşadıkları süreçte millî kimliklerini nasıl
tanımladıkları ve bu tanım üzerine toplumsal çevrenin etkisinin ne olduğu
tartışılmaktadır. Kimlik inşası ve millî kimlik bağlamında genel bir anlatım
yaparak ve simgesel etkileşim yaklaşımından yola çıkarak kimlik kavramının
teorik açıklaması, millî kimlik olgusunun çeşitli biçimlerde inşa süreci
üzerinde duran kuramcıların ileri sürdükleri betimleyici açıklamalara yer
verilmektedir.
Sanayileşmenin
artması ve teknolojinin gelişmesiyle yeni dünya düzeni, aynı zamanda da yeni
problemlerin ve yeni unsurların ortaya çıkışı, modernizmin gelişimini
sağlamasıyla birlikte, yeniden sorgulanır hâle gelmiştir. Bu değişim ve gelişim
süreci, aslında kendi kendini sorgulayarak hataya yön vermiştir. Yeni ulus
devletlerin ortaya çıkışı, beraberinde getirmiş oldukları yeni kimlikler ve bu
kimliklerin diğer kimliklerle etkileşimi gibi konuların güncelliği devam
etmektedir. Küresel uyum mantığına her ne kadar ters düşmüş olsa da, millî ve
kültürel kimlikler küreselleşen dünyada varlığını sürdürmeye devam etmektedir.
Bunun yanı sıra “etnik kimlik” problemi de günümüzün en tartışılan konularından
biridir. Sanayileşme ve teknolojinin gelişimi “düşünme” olgusunu ön plana
çıkarması ile birlikte bireyin kendini anlamlandırma ve çevresini anlama
çabası, toplumsal değerleri sahiplenme duygusunu ve millî bilincini de
tetiklemiştir.
1990’ların
başında Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, Türk Cumhuriyetleri ve
toplulukları, Rus milliyetçiliği temelinde 70 yıl boyunca sürdürülen Ruslaştırma
ve pekiştirilerek bağımlı kültür konumuna düşürülme politikalarının etkisinden
-bir ölçüde- kurtulmaya olanak bulmuşlardır. Böylece elde edilen fırsatı
değerlendirerek kendilerine özgün millî kimliklerini yeniden inşa etme
süreçlerini başlatabilmişlerdir. Sovyetlerin egemenliğinden çıkan ulusların
temel sorunu, millî kültürlerine olan inancın “millî kimlik” kavramıyla
sentezlenerek ön plana çıkartılması ihtiyacıdır.
Sovyetler
Birliği döneminde, Azerbaycan’da millî bilinç bastırılarak
Ruslaştırma–Hıristiyanlaştırma politikasını yürütmeleri ve buna karşı savunma
güdüsü “millî kimlik” inşası ve milletleşme sürecini geliştirmiştir denebilir.
Azerbaycan’da millî kimliğin oluşturulmasında ve pekiştirilmesinde dil faktörü
ve milliyetçi hareketler, genellikle sistemin ya da devletin etkisi altında
kalmıştır.
Çalışmada,
temel olarak “Azerbaycan Cumhuriyeti yurttaşları olan katılımcılar geçmişten
günümüze kadar Azerbaycan’da siyasi ve tarihsel gelişim ve değişim sürecinde kullanılan
farklı kimlik tanımlamalarının hangisini doğru görmektedirler?” ve “Türkiye’de
yaşadıkları süreçte millî kimlik tanımlamalarında olası değişiklikler nelerdir?”
sorularının cevabı aranmaktadır. Yöntem olarak araştırma boyunca nitel
araştırma yöntemi ve veri toplama tekniği olarak görüşme tekniği ile araştırma evreninden seçilecek örneklem grubu kartopu
(zincir) tekniği ile belirlenerek alandan toplanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın
Kuramsal kısmında simgesel etkileşim kuramına göre, kimlik tartışmaları
ve kavramsal çerçevede ise kimlik konusunda yapılmış olan tanımlamalara
değinildikten sonra, çeşitli başlıklar altında kimlik türleri incelenmektedir. Çalışmanın devamında ise
tarihsel olarak çağdaş Azerbaycan Cumhuriyeti örneğinde millî kimlik konusu açıklanmaya
çalışılmaktadır. Hem politik hem de tarihi açıdan Azerbaycan Cumhuriyetiyle
Sovyetler Birliği arasındaki ilişkilerin XX. yüzyılın başından bağımsızlık ve
bağımsızlıktan günümüze kadar aralarındaki tarihi dönem incelenmektedir. Çünkü
araştırma konusu olarak alınan kimlik inşası Azerbaycan’da geçen yüzyıldan
günümüze kadar farklı iktidar sahipleri tarafından farklı ideolojilere göre şekillenmektedir.
Çalışmada ulaşılmak istenen asıl amaç ise Azerbaycan Cumhuriyeti yurttaşları olan katılımcı bireylerin millî kimliklerini nasıl tanımladıklarını elde edilen verilerle betimsel bir şekilde açıklanmaktır. Bu çalışmada Ankara’daki çeşitli üniversitelerde yüksek lisans ve doktora programında 2012-2013 eğitim öğretim yılında eğitimini sürdüren Azerbaycan Uyruklu öğrencilerin kimlik algıları Azerbaycan Cumhuriyeti örneğinde ele alınmıştır. Araştırmada Ankara’daki üniversitelerde eğitimini sürdüren Azerbaycan Cumhuriyetinden gelen öğrencilerin kimlik algıları betimsel olarak araştırılmıştır. Azerbaycan Cumhuriyeti Sovyetler Birliği terkibinde olduğunda, yani bağımsız olmadan önce Rus hâkimiyeti tarafından asimilasyona maruz kalmıştır ve Ruslar tarafından Azeri kimliği empoze edilmiştir. Hâlbuki Azerbaycan yurttaşları bağımsızlıktan önce kendilerini Türk olarak tanımlıyorlardı. Fakat Ruslar, Azeri sözcüğü ideolojilerine uygun geldiği için yani etnik kimlikleri daha da parçalamak nedeniyle Türk kimliğini dışlama siyasetini uygulamışlardır.