Ne yersen ye ama bana karışma! Toplumdaki Türcülüğün Veganlara Yansıması


Creative Commons License

Gürkan G. Ö., Altınal B. E.

Bir Bedeni Paylaşmak Medyada, Sanatta ve Sokakta Öteki, Kazım Gürel, Editör, Paradigma, Çanakkale, ss.9-42, 2023

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2023
  • Yayınevi: Paradigma
  • Basıldığı Şehir: Çanakkale
  • Sayfa Sayıları: ss.9-42
  • Editörler: Kazım Gürel, Editör
  • İstanbul Gelişim Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Veganlık temelli hayvan hakları hareketi, toplumsal alışkanlıkları ve normları sorgulamaya iten bir kolektif harekettir. Toplumda genellikle hayvan kullanımını sıradanlaştıran günlük pratiklerin (beslenme, giyim, eğlence) veganlığın yaygınlaşmasıyla ahlaki ve politik bir tartışmanın konusu haline geldiği görülmektedir. Ancak bu sorgulama, veganlara karşı olumsuz bir dizi kalıp yargının ortaya çıkmasına da sebep olmaktadır. Veganlara ve veganlığa yönelik olumsuz yargıların temelinde, veganlığın gündeme soktuğu etik ve politik tartışmadan uzak durma çabası yatar. Dolayısıyla, bu yargı ve tepkiler, doğrudan vegan bireylerle değil, onların gündeme getirdiği etik ve politik konularla ilgilidir. Veganlar, bu olumsuz yargılardan ve beraberinde getirdikleri baskıdan kaçınmak adına bazen tartışmaların dışında kalmayı veya kendilerini "diğer veganlardan" ayrıştırmayı tercih ederler. Veganların yaşam biçimlerini hayvanlara dair fikirlerini ifade etmekten kaçınmaları, veganlığın politik bir duruştan ziyade bireysel bir tercih olarak algılanmasına yol açabilir. Veganlık sadece bireysel bir tercih değildir. Veganlığı benimsemekteki amaç, hayvanlara karşı adil bir toplumun ya da bu toplum tahayyülünün bir parçası olmaktır. Ancak, hayvanlara karşı adil bir toplumun veganlığı temel aldığı fikri, toplumun diğer üyelerinde tedirginlik yaratabilmekte, bu tedirginlik de veganlara yansılıtabilmektedir. Veganlara yönelik, "veganfobi" olarak da addedilen olumsuz yaklaşımların temelinde hayvanlara yönelik ayrımcılık olan türcülüğün yattığı, ancak aynı olumsuz yaklaşımların veganlık temelli hayvan hakları hareketini özel alanda sınırlandırarak türcülük üzerine toplumsal bir tartışmayı engellediği görülmektedir. Bu bölümde, vegan olmayan ancak veganlara yönelik ayrımcılığa karşı olduğunu belirten bireylerin, vegan hareketin arkasında yatan etik ve politik mesajları tam anlamıyla anlamalarının ve ayrımcılığın ve şiddetin asıl hedefinin insan harici hayvanlar olduğunu görmelerinin önemi ortaya konmuştur. Bu çıkarımın mantıksal bir sonucu olarak, hayvan haklarını desteklediğini iddia eden bireyler, veganlığı benimsemeli ve yaşamlarına tam anlamıyla entegre etmelidir.