5th Internatıonal Bursa Scıentıfıc Researchs Congress, 01-03 March 2024., Bursa, Turkey, 1 - 03 March 2024, vol.1, no.1, pp.386-387, (Summary Text)
ÖZET Türkiye, bulunduğu konum itibariyle aktif fay hatlarının üzerinde büyük risklerin odağında stratejik öneme sahip bir ülkedir. Türkiye’nin 4. büyük kenti olan ve konumu gereği afet riski altında olan Bursa’nın sanayileşme ve kentleşmeye bağlı demografik yoğunlaşması kentin altyapısı ve kamu hizmetlerini etkilemektedir. Bursa kenti olası afet süreçlerine ciddi bir şekilde hazırlanmalıdır. Afet bölgelerinde özellikle kent ve yakın çevresindeki nüfusu hızla artmakta olan kentte, yerleşim yerleri büyük risk altındadır. Hızla artan kent nüfusu için imar planında öngörülen kentsel hizmetlerin karşılanmasının yerel yönetimlerin sorumluluğunda olmasına rağmen belediyelerin etkin, verimli ve yüksek kaliteli hizmet sunumu için mali kaynakları yetersiz düzeyde kalmaktadır. Bursa kenti yoğun göçüyle birlikte kentsel planlamasında kentsel sistemler, altyapı ve enerji tesisleri, sağlık ve eğitim hizmetlerinin erişilebilirliği, yurttaşlarına ve göçmenlere yönelik kamusal politikaları da planlamalıdır. Hızlı göçe bağlı konut artışının kentte görünürlüğü konut sorununu da ortaya çıkarmaktadır. İstatistiklere göre afetlerden kaynaklanan ölümlerin % 80’i bina çökmesi gibi altyapı sorunlarından kaynaklanmaktadır. Afetlerin rastlantısal değil, planlı, denetimli, önlem ve eylem planları ile karşılanması gereken bir gerçek olduğunu kentin tüm kamu/özel paydaşlarının sorumluluğunda hareket edilmesi gerektiği bilinmelidir. Afet süreçlerinden etkilenen öznenin insan olduğu gerçeğini unutmamak, yakın dönem Kahramanmaraş depremini düşündüğümüzde afet sırası ve sonrasında afet bölgesinde gözlemlenen toplumsal çatışmalar yurttaş reaksiyonun önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Kentlerin dirençli olma durumu sadece afet riskleri, iklim değişikliği, kontrolsüz nüfus artışına değil aynı zamanda bölgesel yığılmalar, salgın hastalıklar, kentlerin krizlere karşı dayanıklılık ve reaksiyon verme esnekliklerinin sorgulaması temeline oturmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma amaçları kent planlarında dirençli bir kent yaratmayı önemli kılmaktadır. Kentlerin dirençli olma durumu sadece afet riskleri, iklim değişikliği, kontrolsüz nüfus artışına değil aynı zamanda bölgesel yığılmalar, salgın hastalıklar, kentlerin krizlere karşı dayanıklılık ve reaksiyon verme esnekliklerinin sorgulaması temeline oturmaktadır. Bu bildiride de Bursa kentinde kaygılı bir bekleyiş olan afet risklerine karşı kentin dirençliliği sorunsalı tartışmaya açılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Afet Riski, Dirençli Kent, Fiziksel ve Sosyal Yıkım, Bursa
ABSTRACT Due to its location on active fault lines, Turkey is a strategically important country at the center of great risks. Demographic concentration due to industrialization and urbanization in Bursa, which is Turkey's 4th largest city and is at risk of disaster due to its location, affects the city's infrastructure and public services. The city of Bursa should be seriously prepared for possible disasters. Settlements are at great risk in disaster areas, especially in the city and its immediate surroundings, where the population is rapidly increasing. Although it is the responsibility of local governments to provide the urban services envisaged in the zoning plan for the rapidly increasing urban population, the financial resources of the municipalities remain insufficient to provide effective, efficient and high-quality services. With its intense migration, the city of Bursa should also plan urban systems, infrastructure and energy facilities, accessibility of health and education services, and public policies for its citizens and immigrants in its urban planning. The visibility of the housing increase due to rapid migration in the city also reveals the housing problem. According to statistics, 80% of deaths caused by disasters are caused by infrastructure problems such as building collapse. It should be known that disasters are not random, but a planned, controlled reality that must be met with precautions and action plans, and that all public/private stakeholders of the city should act under the responsibility. Not forgetting the fact that the subject affected by disaster processes is human, and when we consider the recent Kahramanmaraş earthquake, the social conflicts observed in the disaster area during and after the disaster have once again revealed the importance of citizen reaction. The resilience of cities is based not only on disaster risks, climate change, and uncontrolled population growth, but also on regional agglomerations, epidemics, and questioning the resilience and flexibility of cities to react to crises. Sustainable development goals make creating a resilient city important in urban plans. The resilience of cities is based not only on disaster risks, climate change, and uncontrolled population growth, but also on regional agglomerations, epidemics, and questioning the resilience and flexibility of cities to react to crises. In this paper, the problem of the city's resilience against disaster risks, which is an anxious expectation in the city of Bursa, will be discussed.
Keywords: Disaster Risk, Resilient City, Physical and Social Destruction, Bursa