YTÜ Mimarlık Tarihi Çalışmaları-I, İstanbul, Türkiye, 7 - 08 Mayıs 2025, ss.350-385, (Tam Metin Bildiri)
İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde çeşitli cami plan tipleri kullanılmıştır. 11.yüzyılın başlarında İslam fetihleriyle birlikte Anadolu’da da farklı plan tiplerinde camiler inşa
edilmiştir. bu süreçte inşa edilen Malatya ulu cami bu plan tipinde inşa edilen tek yapı ve bu şemanın kökeni olarak kabul edilen Orta Asya
coğrafyasında yer alan hemen hemen aynı asırda tesis edilen Herat Ulu cami benzer olan tipine sahiptir. Araştırmalarda Anadolu'da çok tercih edilmeyen plan tipinin Orta Asyada
daha sonraki dönemlerde uygulandığı örnekler karşılaştırmalı olarak tartışılmadığı görülür. Bu çalışma, Malatya ve Herat Ulu Camii'lerini plan şeması ve üst örtü sistemi gibi mimari
özellikler açısından karşılaştırarak farklılıkları tespit etmeyi amaçlamaktadır. Literatür taramasında yazılı ve görsel kaynaklar incelenmiş, yapının mimari özellikleri ortaya
konulmuştur. Karşılaştırmalı analizle farklılıklar ve sorunlar tartışılmıştır. Mihrap önü kubbeli, eyvanlı ve avlulu cami planının Anadolu coğrafyasındaki yegâne temsilcisi kabul
edilen Malatya Ulu Camii’nin temel özellikleri üzerinde durulmuştur. Son olarak her iki caminin müşterek ve farklı yönlerine ve Büyük Selçuklu mimari geleneğinin Diyâr-ı-Rûm’a
tesiri incelenmiştir. Bununla birlikte konuya farklı bir açıdan bakılarak mihrap önü kubbeli, eyvanlı ve avlulu plan tipinin Malatya Ulu Camii dışındaki yapılarda uygulanış biçimi
değerlendirilmiştir. Herat Ulu Cami, çok işlevli yapısı ve anıtsallığı ile öne çıkarken, Malatya Ulu Cami daha sadeliği dikkat çekmektedir. Her iki cami de dört eyvanlı plan şeması ve
revaklı avlu gibi ortak özelliklere sahip olsa da, üst örtü sistemleri, minare konumları ve işlevsel detaylar açısından ayrılmaktadır. 13.yüzyılda Anadolda mevcut yapılaşma
düzeninde, sosyal yaşam gibi sebeplerle geniş mimari programa ihtiyaç olan dört eyvanlı plan tipi tercih edilmezken, bu şemaya sahip camiler Orta Asyada Ghorlu ardından Timurlu
dönemindeki tercih, köklü gelenekler, iklim koşulları ve anıtsallık anlayışı gibi nedenlerle inşa edilmeye devam edilmiştir.