Akademik Veri Yönetim Sistemi
Duyudan Konuşmaya: Tanı ve Tarama Yaklaşımları, FATMANUR UYSAL, Editör, BİDGE Yayınları, Ankara, ss.17-35, 2025
Bu bölümde, işitme kaybı ve kekemeliğin birlikte görüldüğü çocukların yaşadığı iletişimsel, duygusal ve sosyal zorluklar ile bu durumların terapötik süreçlere yansımaları bütüncül bir yaklaşımla ele alınmıştır. İşitme kaybı, bireyin çevresel sesleri algılamasında sorun yaratırken; kekemelik, ifade edici dilde akıcılığı bozan bir bozukluktur. Bu iki durumun birlikte varlığı, çocuğun hem alıcı hem de ifade edici dil becerilerinde ciddi kısıtlamalara yol açmakta, sosyal izolasyon, özgüven eksikliği ve akademik gerilik gibi sonuçlar doğurabilmektedir.
Yazarlara göre, bu çocukların tedavi sürecinde hem işitsel rehabilitasyon hem de konuşma akıcılığına yönelik terapötik uygulamaların eş zamanlı ve bireyselleştirilmiş biçimde yürütülmesi elzemdir. Bölümde işitme kaybının tanı ve cihazlandırma süreçleri; pediatrik amplifikasyon protokolleri ve aile katılımının önemi ayrıntılı biçimde açıklanmış, ayrıca rehabilitasyon sürecinde karşılaşılan etik sorumluluklara da vurgu yapılmıştır.
Kekemeliğe yönelik olarak doğrudan (Lidcombe Programı, Mini-KIDS) ve dolaylı (Palin PCI) terapötik yaklaşımlar tartışılmış; özellikle erken müdahalenin önemi vurgulanmıştır. İşitsel geri bildirim mekanizmasının kekemelikteki etkisi, DAF gibi yöntemler aracılığıyla değerlendirilmiş ve bu tür müdahalelerin etik boyutları sorgulanmıştır.
Sonuç olarak, işitme kaybı ve kekemelik birlikteliği, multidisipliner yaklaşımı zorunlu kılan kompleks bir klinik tablo oluşturmaktadır. Terapistlerin yalnızca teknik yeterlilik değil, aynı zamanda etik farkındalık ve aileyle iş birliğine dayalı bir tutum geliştirmesi gerektiği ifade edilmiştir.