THE JOURNAL OF INTERNATIONAL SOCIAL RESEARCH, cilt.13, sa.72, ss.254-275, 2020 (Hakemli Dergi)
Orta Asya ülkelerinde yapılan çalışmalar sonucu çeşitli kaynaklar bakımından bölgenin dünyada hatırı sayılır bir konumda
olduğu görülmektedir. Özellikle bölgenin sahip olduğu petrol ve doğal gaz gibi stratejik kaynakların rezerv miktarları, dünya
sıralamalarında kendine üst sıralarda yer bulmaktadır. Bundan dolayı bölgeye Sovyet sonrası dönemde başlayan ilgi, günümüze kadar
artarak devam etmiştir. Arap Baharı sonrası Orta Doğu coğrafyasında yaşanan istikrarsızlık, Rusya-Ukrayna arasında yaşanan kriz ve
diğer yaşanan pek çok olay, bölgeyi “Enerji Güvenliği” kapsamında bölgesel ve küresel aktörler için önemli bir alternatif konumuna
yükseltmektedir. Genel olarak bakıldığında gerek bugün gerekse ileri dönemler için Çin’in ağırlığı dikkat çekmektedir. Bölgenin genel
yapısından kaynaklanan çeşitli durumlardan ötürü bölgenin sahip olduğu kaynaklar hem talep edenler için hem de bölge ülkeleri için
önemli fırsatlar barındırmaktadır. Bu yönüyle bölgede kimi aktörler istikrarlı bir yapının kurulmasını isterken kimileri de bu durumu
kendi çıkarları için istememektedir. Günümüzde mevcut enerji akışı kapasitesinin genişlemesi ve istikrarlı bir biçimde bu akışın
sürdürülmesi için bölge ülkelerinin çeşitli gelişmeler kat etmesi gerekmektedir. Her şeyden önce politik olarak daha istikrarlı ve dışa
açık hale gelmeleri gerekmektedir. Daha sonra ise bölgesel işbirliğine gidilmeli ve bunun oluşturacağı avantajlardan yararlanılmalıdır.
Bölgenin kaynaklarını isteyen aktörlerin ise bu istekleri ancak yapacakları yatırımlarla bağlıdır.