Ankara 5. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi, Ankara, Türkiye, 10 - 12 Ekim 2021, ss.210-213
Problem Durumu: Çocuk gelişimi; bilişsel, motor, dil ve sosyal gelişim olarak dört alanda incelenmektedir. Sosyal gelişim; bireyin içinde bulunduğu topluma uyum gösterme, toplumun istediği davranışları sergileyebilme, paylaşma, iletişim kurabilme gibi becerilere sahip olabilmesidir. Dil gelişiminin temelleri ise sosyal gelişime paralel olacak şekilde erken çocukluk döneminde atılır. Çocukların dil gelişiminin temelinde karşısındaki ile iletişim kurma ve kendisini ifade etme gibi sosyal ve duygusal gereksinimler bulunur. Dil ve konuşma, multidisipliner şekilde ilerleyen sarmal bir süreçtir. Fizyolojik, nörolojik, psikolojik bilişsel ve gelişimsel olmak üzere birbiriyle bağlantılı birçok alanı kapsamaktadır. Bu alanların bir tanesinde oluşacak sorun, konuşma ve düşünce üretimini etkileyip konuşma bozukluklarını veya fizyolojik sorunları ortaya çıkartmaktadır. Dil ve konuşma bozuklukları bireyin hayatını temelden etkileyen iletişimi engelleyen sorunların başında gelmektedir. Dil; kurallara dayalı iletişim kurmada aracı olan sistemdir. Konuşma ise, kurallı bir sistemle sesler üretilerek işitsel anlamda karşıdaki bireye aktarılmasıdır. DSM 5’e göre kekemelik; çocuğun yaşına ve dil gelişimine uygun şekilde çıkartması gereken konuşma seslerini çıkartamaması, konuşma durumunda olması gereken akıcılığının olmaması ve konuşma için zamanlama örüntüsünde bozukluk olmasıdır. Erken çocukluk dönemini kapsayan, 2-6 yaş arası başlayan ve 6 ay süreyle devam eden takılma ve uzatmalar konuşma bozukluğunda kekemelik olarak değerlendirilmektedir. Kekemelik yaşayan çocukların benlik algısının zarar görmemesi ve sosyal ortamda yetersizlik hissine kapılıp diğer gelişim alanlarının etkilenmemesi adına sosyal ve duygusal gelişim alanının desteklenmesi oldukça önemlidir. Çocuğun tüm gelişim alanlarında, ebeveynin ve aile ortamının ne kadar etkili olduğu literatürde yapılan çalışmalarla belirlenmiştir. Ailelerin çocuğa yönelik değerlendirmeleri çocuğun gelişimini ve becerilerini büyük ölçüde etkileyen temel unsurdur. Bu düşüncelerden hareketle yapılan araştırmada, kekemelik yaşayan 4-12 yaş arası çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerinin aile görüşlerine göre, çeşitli değişkenler açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Araştırma nicel bir araştırmadır. Genel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın veri toplama aracı Büşra Akdağ ve Dr. Öğr. Üyesi Derya Kavgaoğlu tarafından geliştirilen “KÖSDGÖ: 4-12 Yaş Kekemeliği Olan Öğrencilerin Sosyal Duygusal Gelişimini Değerlendirme Ölçeği”dir. Veriler pandemi dolayısıyla elektronik ortamda toplanmıştır. Verilerin sağlıklı bir şekilde toplanabilmesi için gönüllü çalışma grubu tercih edilmiştir. Çalışma grubu 326 kişiden oluşmaktadır. Verilerin analizinde SPSS Programı kullanılmıştır. Bulgular ve Sonuç: Araştırmada esas alınan ebeveyn görüşlerine göre, 4-12 yaş kekemelik yaşayan çocukların sosyal duygusal gelişimlerinin, “ailenin sosyo-ekonomik düzeyinden (p=0.02<0.05), çocuğun doğum sırasından (p=0.04<0.05), çocuğun kendine ait bir odası olması durumundan (p=0.02<0.05), otoriter ve demokratik aile tutumlarından (p=0.02<0.05), heyecanlanma, kaygı, korku, stres, sinirlenme ve panik olma gibi duygu durum değişikliklerinden (p=0.02<0.05), ebeveynler arası ilişkilerden (p=0.00<0.05) ve ebeveynle bireysel olarak vakit geçirebilme durumundan (p=0.00<0.05)” etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kekemelik, Sosyal-duygusal gelişim, Aile, Dil gelişimi