Film Eleştirisinde “Sanat Erotikası”na Doğru: Videografik Eleştiri ve Haptik Bakış


Creative Commons License

GÜRKAN İ.

SineFilozofi, cilt.7, sa.13, ss.61-80, 2022 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 7 Sayı: 13
  • Basım Tarihi: 2022
  • Doi Numarası: 10.31122/sinefilozofi.1022827
  • Dergi Adı: SineFilozofi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.61-80
  • İstanbul Gelişim Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu çalışma Susan Sontag’ın “Yoruma Karşı” adlı kısa metninin son cümlesindeki “bizim bir yorumbilimi yerine sanat erotikasına ihtiyacımız var” önermesini anlamaya çalışıyor. Bu cümle bir daha geri dönülmeksizin yalnızca metnin sonunda mistik bir ifade gibi yer almasına karşın, bu metin onu anlamaya çalışırken bu cümleyi çözümlemeye, deşifre etmeye yönelmiyor veya doğrudan yalnızca yazarın kendi eserlerinde bu cümlenin izine dair ipuçlarının peşine düşmüyor. Bunun yerine Sontag’ın kendisiyle yakın eleştirel düşüncelere sahip farklı tarihsel dönemlerdeki yazarlara filmin kendisini ve biçimini koruyan bir bakışla yöneliyor. Sontag’ın “sanat erotikası” önerisini eleştirinin deneyimsel duyumsal yönünü işaret ettiği noktada Laura Marks’ın Filmin Teni kitabına başvurarak aynı önerinin dokunsal/haptik potansiyelini videografik film eleştirisi üzerinden düşünmeye çalışıyor. Videonun yüzeyinde bir yerde, temsili analizlere direnen bir film eleştirisini düşünürken, nerden bakarsak bakalım film çalışmalarının filmin kendisini anlamaya, somut düşünmeye yöneldiğini ve en önemlisi dijital film eleştirisinin artık “ağır çekim” düşünmemize olanak tanımasıyla filmler üzerinde “düşünmeye” zaman verdiği için neredeyse zorunlu bir ihtiyaç olarak yüzünü felsefeye döndüğünü görüyoruz.
This study aims to understand the sentence, “In place of a hermeneutics we need an erotics of art” that Susan Sontag suggested in the last sentence of her essay named “Against Interpretation”. Although this sentence only takes place at the end of the essay like a mystical expression having no return, this text does not trace its roots to decode its hidden meanings or it does not directly seek clues about the trace of this sentence in the author’s own work. Instead, it turns to thinkers from different historical periods who hold critical thoughts close to Sontag herself, with a view that preserves the film itself and its form. From the point where Sontag’s “erotics of art” suggestion points out the experimental sensual aspect of criticism, The Skin of the Film of Laura Marks has resorted and the tactual/haptic potential of the same suggestion is attempted to be questioned over the videographic criticism. We think that the concept of film criticism resists representative analyses somewhere on the surface of videos and we implicitly see that one way or another, film studies have almost compulsorily turned to philosophy as the latter allows a certain amount of time to understand, to embody, and most importantly, to think as digital film criticism allows us to think in “slow-motion” somehow.