ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ ARAŞTIRMALARI, MÜJDAT AVCI,ERGÜN KARA,ATİLLA KAYA, Editör, EĞİTİM YAYINEVİ, İstanbul, ss.74-81, 2023
21.yüzyılın en popüler kavramlarından bir tanesi “liderlik” kavramıdır.
Bilgi toplumuna geçiş süreci, teknolojik gelişmeler, insanların iş, sosyal yaşam,
beklenti ve ihtiyaçlarını değiştirmeye devam etmektedir. Bu değişim gerek özel
yaşam gerekse iş hayatında daha demokratik yaşama, daha insancıl davranış
ve tutum sergilenmesi beklentisine yöneltmektedir. Bundan dolayıdır ki iş
ortamında, siyasi platformda yönetici ve liderlere büyük görevler düşmektedir.
Küreselleşmenin etkisiyle yönetici adil davranmalı ve gelecekte de liderlik
vasıflarını sürdürebilirliğini sağlayacak sorumlulukları yerine getirmesi
beklenen bir durum olmuştur.
Tarihsel süreçte liderlik yaklaşımlarının mevcut durum karşısında
şekillendiğidir. Liderlerin doğuştan üstün özelliklere sahip olduğu ve
bireyin kişisel yetenek, karakter, kişilik, biyolojik ve fizyolojik faktörlerin
ön planda olduğu görülmektedir. İlerleyen dönemlerde liderin özelliklerini
geliştirebileceğini, empati ve sezgiye dayalı duygusal liderlik ile duygusal zeka
sürecinden söz etmek mümkündür (Aslan, 2013: 210).
Liderlik içinde bulunulan durumlara, mekâna ve zamana göre yetenek ve
tecrübelerini kullanabilme yetkinliğine bağlı olarak değişmektedir. Kısacası,
liderlik Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki zirvedeki durum olan “ kendimizi
gerçekleştirme” yaklaşımının ta kendisidir.