Galatasaray Üniversitesi, Stratejik İletişim Yönetimi Konferansları I, "21. Yüzyılın Krizleri: Yönetim, İletişim ve Etik", İstanbul, Türkiye, 19 Aralık 2018, ss.1-22
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ilginin artmış olduğu sosyal medya kişilere olduğu kadar kurumlara da bir takım yeni imkanlar sağlamaktadır. Kurumlar geleneksel medyadan farklı olarak hedef kitleleri ile hızlı ve etkileşimli iletişim kurabilmektedir. Bunun bir takım avantajları olduğu kadar dezavantajları da bulunmaktadır. Zaman ve mekan sınırlaması olmadığı için kurumlar hedef kitleleri ile karşılıklı fikir paylaşımında bulunabilmektedir. Fakat yapılan paylaşımlara dikkat edilmediği takdirde, bu paylaşımlar bazı yanlış anlaşılmalara neden olabilir ve bu olumsuzluklar sosyal medyada hızlıca yayılarak krizlere yol açabilir. 2017 referandumu sonrasında Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanının sosyal medyada referandum ile ilgili paylaşımı, karşıt görüşlü kişilerin tepkisini toplamış ve tepkiler farklı sosyal medya mecraları aracılığıyla yayılarak, hızla çoğalmıştır. Sosyal medyada holding ürünlerine boykot çağrısı yapılmış ve bu durumdan holdingin en bilinen markası Pınar etkilenmiştir. Boykot çağrıları sonucunda Yaşar Holding tarafından bir özür bülteni yayınlanmıştır. Özür bülteni kabul edilmeyen kesimlerce boykot çağrısı sürdürülmüştür. Bu çalışmada Pınar markası sosyal medya krizi ile ilgili yapılan paylaşımlara yönelik söylem analizi gerçekleştirilecektir. Paylaşılan yorumlarda karakter sınırlaması olmaması nedeniyle, analizin gerçekleşeceği mecra Ekşi Sözlük olacaktır. Kriz sonrası özellikle ilk 48 saat önemli olduğu için yapılan paylaşımlar bu süre ile sınırlı tutulacaktır. Yapılacak bu çalışma, söz konusu kriz ile alakalı literatürde herhangi bir çalışma olmaması nedeniyle önemlidir. Kriz sonrasında sosyal medyada boykot çağrılarının devam etmesi, özür metnin yeterli olmadığını göstermektedir. Çalışmanın amacı söz konusu krizin sosyal medyadaki yansımalarını ele alarak kriz iletişimi sürecinin nasıl yönetildiğini değerlendirmektir. Çalışma kriz iletişimi yönetimine ilişkin öneriler ile sonlandırılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Pınar: Sosyal Medya Krizi, Kriz İletişimi, Kriz Yönetimi, Ekşi Sözlük, 2017 Referandumu
With the development of technology, social media, which has increased interest, provides a number of new opportunities to individuals as well as to institutions. The institutions are able to communicate quickly and interactively with their target audiences unlike traditional media. This has some advantages as well as disadvantages. As there is no time and space limitation, institutions can share their ideas with their target groups. However, if the shares are not taken into consideration, these shares may cause some misunderstandings and these negativities can spread rapidly in social media and cause crises. After the 2017 referendum, the sharing of the Chairman of the Yaşar Holding Board of Directors on the referendum on social media has gathered the reaction of the opposing people and the reactions have spread rapidly through different social media channels. In the social media, a boycott was called for holding products, and Pınar, the most well-known brand of the holding, was affected. As a result of boycott calls, an apology bulletin was published by Yaşar Holding. The call for boycott was continued by the sections whose apology was not accepted. The aim of this study is to evaluate how the crisis communication process is managed by addressing the reflections of the crisis on social media. In the study, a discourse analysis will be carried out for the posts made in the Ekşi Dictionary regarding the Pınar brand social media crisis. Since the first 48 hours are important especially after the crisis, the shares made will be limited to this period. The continuation of the calls for boycott on social media after the crisis shows that the text of apology is not enough.
Keywords: Pınar:
Social Media Crisis, Crisis Communication, Crisis Management, Ekşi Sözlük, 2017
Referendum