TAM METİN: Yapay Zekânın Örgütsel Otonomiyi Yönlendirme Yeteneği: Örgütlerde İnsan-Makine Etkileşiminin Davranışsal Sonuçları- Artificial Intelligence’s Role in Shaping Organizational Autonomy: Behavioral Implications of Human-Machine Interaction within Organizations


Creative Commons License

Tutar H., Kaya A.

Uluslararası 2.Mavişehir Mersin Bilimsel Araştırmalar Kongresi, 3-6 Mayıs 2025, Mersin, Türkiye, Mersin, Türkiye, 3 - 06 Mayıs 2025, cilt.1, sa.1, ss.396-399, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Mersin
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.396-399
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • İstanbul Gelişim Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

ÖZET Yapay Zekânın (YZ) örgütsel karar alma süreçlerine entegrasyonu ile ortaya çıkan otonomi düzeylerini ve bu dönüşümün insan-makine etkileşimi üzerinden örgütsel davranışa yansımalarını incelemektedir. Dijitalleşen organizasyon yapılarında, insan faktörünün karar alma süreçlerindeki rolü giderek değişmekte, bu da hem görev bağımsızlığı hem de kontrol yapılarında yeniden yapılanmayı gerekli kılmaktadır. YZ’nin sağladığı analitik kapasite ve hızlı işlem yeteneği, yönetsel otonominin yeniden tanımlanmasına yol açmakta; çalışanların özerklik algısı ile makine temelli karar destek sistemleri arasında karmaşık bir etkileşim doğmaktadır. Çalışmada öncelikle örgütsel otonomi kavramı, klasik bürokratik yapılardan postmodern organizasyon yapılarına kadar tarihsel bir bağlamda ele alınmaktadır. YZ sistemlerinin insan kaynakları, süreç yönetimi ve müşteri ilişkileri gibi alanlardaki etkileri örneklenerek, otonomiye ilişkin yapısal ve davranışsal sonuçlar tartışılmaktadır. Özellikle karar verme sorumluluğunun makinelerle paylaşılması, çalışanlarda motivasyon, yabancılaşma ve özneleşme düzeyinde çeşitli psikososyal tepkilere neden olmaktadır. Bu bağlamda bildiri, insan-makine etkileşiminin örgütsel bağlılık, güven ve iş doyumu üzerindeki yansımalarını da irdelemektedir. Yapay Zekânın örgütsel otonomiyi sadece teknik bir dönüşüm değil, aynı zamanda etik, psikolojik ve sosyolojik bir yeniden yapılanma süreci olarak etkilediği savunulmaktadır. Çalışma, örgütlerin bu dönüşüm sürecine uyum sağlayabilmeleri için “açıklanabilir Yapay Zekâ”, “etik algoritmalar” ve “karmaşık insan-makine sistem tasarımı” gibi kavramlara yönelmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Yapay Zekâ teknolojileri, kurumsal karar alma süreçlerinin merkezinde yer alarak kurumsal yapılar içindeki özerkliğin dağıtımını kökten değiştirmiştir. YZ sistemlerinin örgütsel özerkliği nasıl etkilediğini araştırıyor ve insan-makine etkileşimlerinin davranışsal sonuçlarını inceliyor. Çalışma, disiplinler arası bir bakış açısıyla YZ entegrasyonunun bilişsel, psikolojik ve etik sonuçlarını araştırıyor ve teknolojik olarak zenginleştirilmiş işyerlerinde özerkliği anlamak için bir çerçeve özetliyor. YZ'nin örgütsel sistemlere giderek daha fazla entegre olması, geleneksel yönetim hiyerarşilerini ve operasyonel çerçeveleri yeniden şekillendiriyor. YZ'nin büyük miktarda veriyi işleme, sonuçları tahmin etme ve kararları optimize etme yeteneği, onu özerk örgütsel davranışı yönlendirmede etkili bir etken olarak konumlandırmıştır. Ancak, karar yetkisinin makinelere devredilmesi insan faaliyeti, çalışan motivasyonu ve etik hesap verebilirlik hakkında soruları gündeme getiriyor. Kuruluşlar giderek daha fazla algoritmik karar almaya güvendikçe, bir 396 zamanlar insan yargısının alanı olan özerkliğin doğası, insan-makine iş birliği yoluyla yeniden tanımlanıyor. Örgütsel özerklik geleneksel olarak bir kuruluş içindeki bireylerin veya birimlerin yerleşik normlar ve yönetimsel takdir yetkisi tarafından yönlendirilen bağımsız kararlar alma kapasitesini ifade eder. Yapay zekâ sistemleri karar almada daha aktif bir rol üstlendikçe, özerklik insan takdir yetkisinden algoritmik mantığa kayıyor. Bu yeni paradigmada, özerklik artık sadece bir insan ayrıcalığı değil, teknolojik altyapıya yerleştirilmiş sistemik bir özelliktir. Yapay zekânın yalnızca araç benzeri bir işlevi yerine getirmediğini, aynı zamanda kolektif görevlere aktif olarak katıldığını öne süren "makine takım arkadaşları" kavramını ortaya koymaktadır. Yapay zekâ sistemleri doğal dil işleme, makine öğrenimi ve otonom geri bildirim döngülerini içerecek şekilde evrimleştikçe, yalnızca kararların sonuçlarını değil, aynı zamanda kararların nasıl çerçevelendiğini ve önceliklendirildiğini de giderek daha fazla etkiliyorlar. Bu yapısal değişim, hem insan hem de makine aktörlerini eş-evrimsel bir çerçevede içeren yeni bir özerklik anlayışını gerekli kılıyor. Yapay zekânın örgütsel ortamlardaki artan varlığı önemli davranışsal sonuçlar üretiyor. İlk olarak, karar alma gücünün yeniden dağıtılması çalışanların kontrol duygusunu ve rol netliğini etkileyebilir. Algoritmalar önerilerde bulunmaya veya yönergeler yayınlamaya başladığında, bazı çalışanlar yerlerinden edilmiş hissedebilir ve bu da iş tatmininde veya örgütsel bağlılıkta düşüşe yol açabilir. İkinci olarak, güven başarılı insan-makine iş birliğinde merkezi bir psikolojik belirleyici haline gelir. Araştırmalar, özellikle opak sistemlerde yapay zekâya aşırı güvenmenin, kararların şeffaflıktan yoksun olması veya insan değerleriyle uyuşmaması durumunda güveni aşındırabileceğini göstermektedir. Buna karşılık, algoritmik kaçınma nedeniyle yetersiz güven, kurumsal verimliliği engelleyebilir ve akıllı sistemlerin potansiyel faydalarını azaltabilir. Üçüncüsü, yapay zekânın varlığı kurumsal öğrenmeyi etkileyebilir. Çalışanlar öğrenmeyi veya problem çözmeyi makineye erteleyebilir ve bu da bazı bilim insanlarının "karar körelmesi" dediği şeye yol açabilir. Zamanla, bu, özellikle makine modellerinin düşük performans gösterdiği dinamik veya belirsiz ortamlarda, bireysel uyarlanabilir kapasiteyi azaltabilir. Dahası, yapay zekâ sistemleri rasyonaliteyi, verimliliği ve standardizasyonu güçlendirme eğilimindedir; bu özellikler, etik müzakere, duygusal nüans ve ahlaki faaliyet için insan ihtiyacıyla çatışabilir. Bu nedenle, yapay zekâ-insan işbirliğinin davranışsal manzarası, özellikle yaşlı veya dijital olarak daha az okuryazar çalışanlar arasında direnç, kaygı ve teknoloji stresi gibi duygusal tepkileri dikkate almalıdır. Yapay Zekâ odaklı özerklik, örgütsel yapının klasik komuta ve kontrol modellerine meydan okur. Karar almanın hem insan hem de makine temsilcileri arasında dağıtıldığı merkezi olmayan, ağ tabanlı ve uyarlanabilir modellere doğru ilerler (Faraj vd., 2018). Bu tür ortamlarda, yöneticilerin rolü talimat veren otoritelerden karma sistemlerin koordinatörlerine dönüşür. Bu nedenle kuruluşlar, paylaşılan temsilciliği hesaba katmak için iş akışlarının tasarımını, görev tahsisini ve performans ölçümlerini yeniden gözden geçirmelidir. Bu bağlamda etik yönetişim kritik hale gelir. Algoritmik kararların yorumlanabilir ve hesap verebilir olmasını sağlamak için Açıklanabilir Yapay Zekâ çerçeveleri benimsenmelidir. Bu, özellikle finans, sağlık ve insan kaynakları gibi şeffaf olmayan kararların ciddi etik sonuçlara yol açabileceği alanlarda önemlidir. Sağlıklı davranış dinamiklerini sürdürmek için kuruluşlar, dijital okuryazarlığı, disiplinler arası iş birliğini ve etik refleksiviteyi destekleyen bir kültür geliştirmelidir. Sürekli eğitim ve kapsayıcı tasarım süreçleri, otomasyonla sıklıkla ilişkilendirilen yabancılaşmayı azaltabilir ve yapay zekânın bir tehditten ziyade bir ortak olarak algılanmasını sağlayabilir. 397 Yapay zekânın kurumsal özerkliği yönlendirme yeteneği hem bir fırsat hem de bir zorluktur. Yapay zekâ verimliliği, hassasiyeti ve ölçeklenebilirliği artırabilirken, aynı zamanda kurumsal yaşamın davranışsal ve etik yapısını yeniden yapılandırır. İnsan-makine etkileşimi, kötü yönetilirse güveni, özerkliği ve bireysel faaliyeti baltalama riski taşır. Teknolojik ilerlemeyi etik öngörü ve insan merkezli tasarımla bütünleştiren dengeli bir yaklaşım esastır. Kuruluşlar yapay zekâyı yalnızca bir hesaplama varlığı olarak değil, aynı zamanda kurumsal davranışı şekillendiren ve ondan şekillenen sosyo-teknik bir aktör olarak da tanımalıdır. Anahtar Kelimeler: Yapay Zekâ, Örgütsel Otonomi, İnsan-Makine