3. ULUSLARARASI İLETİŞİM, EDEBİYAT VE SANAT ÇALIŞMALARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR KONGRESİ, İstanbul, Türkiye, 26 - 27 Ekim 2018, ss.220-227
İnsanlık tarihi başlangıcında tüm dünyada, mağaralarda, birbirinden bağımsız yaşayan insanlar, varlıklarını kanıtlamak için mağara duvarlarına resimler yapmışlardır. Bu ilk müdahaleleriyle insanlar, doğa karşısında
varlıklarını, ilk kez kimliklerini ortaya koymuşlardır. Aynı zamanda bu resimler, o dönemde dini amaçlı olarak,
bir tür ayin niteliğinde yapılmıştır. Bu resimler, bitki köklerinden ya da topraktan elde edilen doğal boyalarla
betimlenmiştir. Daha sonraları, M.S. 2. yüzyılda Antik Yunan, Mısır, Roma’da uygulanan ve en eski resim
tekniklerinden olan Enkaustik tekniği ile yapılan resimler de doğal pigmentlerin, balmumu ve bitkisel kökenli
zamklarla karıştırılmasıyla elde edilen bir içerikle yapılmıştır. Enkaustik resimler, Eski Mısır’da, inançlarla
bağlantılı olarak özellikle, mumya portrelerinde betimlenmiştir. Tüm bu eski resimler, günümüz çağdaş resim
tekniklerine temel teşkil etmiştir. Bu teknikler, ister verilmek istenen mesajlar bağlamında, ister her türlü malzemenin kullanılabildiği güncel sanat icralarında sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, günümüzde Grafiti
(Sgraffito), Stencil (Şablon) teknikleri ve balmumu ile yapılan sanat yapıtları veya performansların tarihsel
kökeni bu resimlerdir. Nasıl ki mağara dönemi resimleri bazı ifadeler için araç olduysa, bu günümüz teknikleri
de çağın şartlarında yapılan sanat performanslarıyla, dikkat çekici, farklı ifadelerin aracı olmuşlardır. Grafiti
tekniği ya da stencil tekniği, kent sokaklarında, kendini ifade etmeyi sağlayan, özgün ve yaratıcı resimler için
en uygun teknikler olmuştur. Aynı şekilde, balmumu da bazı sanatçıların özgün ifadeleri için en uygun malzeme olmuştur