The Relationship Between Artificial Intelligence Anxiety and Employee Attitudes and Behaviors-Yapay Zekâ Kaygısının, Çalışan Tutum Ve Davranışlarıyla İlişkisi


Creative Commons License

Kılıçaslan S., Kaya A.

Uluslararası 5.Bursa Bilimsel Araştırmalar Kongresi, Bursa, Turkey, 1 - 03 March 2024, vol.1, no.1, pp.1

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • Volume: 1
  • City: Bursa
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.1
  • Istanbul Gelisim University Affiliated: Yes

Abstract

Günümüzde teknolojik ilerlemeler ve dijital yenilikler insan yaşamını her alanda etkilemektedir. Söz konusu yeniliklerden biri de yapay zekâdır. Bilgisayarın akıl yürütme, problem çözme, anlam çıkarma gibi insana özgü davranışlar göstermesi yapay zekâ olarak tanımlanmaktadır (Arslan, 2020). Yapay zekâ, insan davranışına benzer şekilde problem çözme, karar verme ve akıl yürütme gibi insana yönelik görevleri yerine getirebilen bir hesaplama sistemi olarak tanımlanmaktadır. Yapay zekâ, insan odaklı görevlerin akıllı bir şekilde tamamlanmasına yardımcı olur ve organizasyonun başarısını etkiler (Chopra, 2019). Yapay zekâ akıllı davranış sergileyen nesnelerin yaratılmasıyla ilgili bilim ve mühendislik alanı olarak görülmektedir. İngiliz Matematikçi Alan Turing (1950) modern bilgisayar bilimi ve yapay zekânın kurucularından biridir. Turing, bilgisayarlardaki akıllı davranışı bilişsel görevlerde insan düzeyinde performans elde etme yeteneği olarak tanımlamıştır (Ramesh vd. 2004). Yapay zekâ dördüncü' sanayi devrimini ilerletmenin anahtarı olarak görülmekte (Cheng ve Peng, 2018; Yogesh vd.,2019) ve imalat, finans, eğitim, tıbbi bakım ve lojistik alanlarında giderek daha fazla uygulanmaktadır (Liu vd., 2020).

Yapay zekânın küresel anlamda ekonomik üretkenliği artırma potansiyeline rağmen, işgücü üzerinde yaratacağı dönüşümsel etki, yapay zekâ konusundaki endişelerin artmasına yol açmıştır. Özellikle yapay zekânın işgücü üzerinde yıkıcı etkilerinin olabileceği konusu yapay zekâ üzerinde çalışan araştırmacılar ve uygulayıcılar tarafından tartışılmaya devam etmektedir.

Bir kısım araştırmacılar ise yapay zekânın benimsenmesi ile endişelerini dile getirerek yapay zekânın kontrolden çıkıp toplumsal yapıyı bozabileceğini ileri sürmektedir. Otomasyon ve bilgisayarlaşma yoluyla yapay zekânın işlerin yapılış biçimini değiştireceği veya ortadan kaldıracağı hatta yenilerini yaratması nedeniyle işlerin yapılış biçimini kesinlikle değiştireceği ifade edilmektedir. Mckinsey Global Institute (2017) tarafından hazırlanan bir raporda, yapay zekânın benimsenmesine bağlı olarak küresel işgücünün %3 ile %14’ünün meslek değiştirmek zorunda kalacağı ifade edilmiştir. Raporda 2030 yılına kadar bu orandaki bir işgücünün becerilerini geliştirme ihtiyacı duyacağı da belirtilmektedir. Dolayısıyla yapay zekâ kullanımının yaygınlaşması tüm çalışanların giderek daha güçlü makinalarla çalışmaya uyum sağlamasını zorunlu kılacak, bu durum ise bireylerin gelecekte istihdam edilmek için hazırlanmasını gerektirecektir. Böylelikle, işle ilgili talep edilen becerileri öğrenmek, işle ilgili beklentileri yeni baştan güncellemek, çalışanların işlerine bağlı kalmalarına ve kariyer hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacaktır (Wang ve Wang, 2022: 619). Tüm bu zorunluluklar çalışanlarda yapay zekâ kaygısının oluşmasına yol açmaktadır.

Yapay zekâ kaygısı, bireyin yapay zekâ ile etkileşime girmesini engelleyen genel, duygusal bir kaygı veya korku olarak tanımlanmaktadır. Yapay zekâ kaygısı; kontrolden çıkan yapay zekâya ilişkin, korku veya tedirginlik duygusunu ifade etmektedir (Johnson ve Verdicchio, 2017). Yapay zekâ kaygısı uzun bir geçmişe dayanmaktadır. Bilgisayarların, “insan olmanın ne anlama geldiği” fikrini tehdit etmesinden kaynaklı korku, ilk modern bilgisayarların ortaya çıkışına kadar uzanmaktadır. İnsanların düşünme yeteneği nedeniyle benzersiz olduğu düşünülüyorken, bilgisayarlarında düşünebiliyor olması “insan olmanın ne anlama geldiği”ne dair kavramların anlamını yitirmesine neden olmaktadır. Yapay zekâ kaygısı asıl olarak, sadece yapay zekâ programlarına odaklanılmasından kaynaklanmaktadır. Yapay zekâ kaygısı, yapay zekâ programlarını yaratan, dağıtan, sürdüren ve bunlara anlam veren insanları ve insan davranışlarını bu odaklanmanın dışında bırakır.  İnsanı yapay zekanın dışında bırakan bu durum sosyo-teknik körlük olarak ifade edilmektedir. Sosyo-teknik körlüğe sahip olanlar yapay zekânın bir sistem olduğunu, her zaman ve yalnızca insanlarla ve sosyal kurumlarla birlikte çalıştığını gözden kaçırmaktadırlar (Johnson ve Verdicchio, 2017:2268). Burada önemli olan yapay zekâ kaygısı taşımak yerine; yapay zekâya yatırım yapan, yapay zekâ yazılım ve donanımının tasarımı konusuna karar veren insan olmalıdır. Diğer bir ifadeyle hedef, yapay zekâ programlarının ve sistemlerinin ne zaman yeterince test edileceğine karar verenler ve de yapay zekânın kontrolden çıkmamasını sağlama sorumluluğuna sahip olanlar olmalıdır (Johnson ve Verdicchio, 2017:2270).

Yapılan yazın incelemesi sonucunda hem ulusal hem de uluslararası yazında yapay zekâ kaygısı ve çalışanların tutum ve davranışları arasındaki ilişkiye yönelik sınırlı sayıda çalışmaya ulaşılmıştır. Çetiner ve Çetinkaya’nın (2024) yılında yapmış olduğu çalışmada, çalışanların içsel motivasyonu ile yapay zekâ kaygısı arasında pozitif yönlü düşük düzeyde ilişki bulgusuna ulaşılmıştır. Ak (2020) ise yapay zekâ kaygısı ve kariyer kararlılığı arasındaki ilişkide; yapay zekânın alt boyutları (öğrenme, iş değiştirme, sosyo-teknik körlük) arasında negatif ilişki olduğunu ifade etmiştir. Bir başka araştırmada; hemşirelerin yapay zekâ kaygısı ile işyerinde yaşanabilecek yasal ve etik sorunlar arasında pozitif yönde düşük düzeyde ilişki bulgulanmıştır (İntepeler vd.2022). Oh vd. (2019) tarafından Kore’de hekimler üzerinde yapılan bir çalışmada, hekimlerin bir bölümünün (%35.4) yapay zekânın kendiişlerini elinden alacağı endişesi taşıdıkları ifade edilmiştir. Otel çalışanları üzerinde yapılan bir başka araştırmada, çalışanların yapay zeka farkındalıkları ve işten ayrılma niyeti arasında önemli ölçüde ilişki ortaya konmuştur (Li vd.,2019). Bu araştırmanın amacı kapsamında; yapay zekâ kaygısının çalışanların işyeri tutum ve davranışlarına olan etkisi ele alınmıştır. Bu amaçla araştırmada yapay zekâ kaygısı ele alınmış ve çalışanların tutum ve davranışlarına olan etkisi incelenmiştir.