Reusable shipping containers for urban resilience: Design configuration


Creative Commons License

Yıldırım S. G., Ciritci İ., Yıldız E., Yücel G.

International Journal of Engineering Technologies-IJET, cilt.10, sa.3, ss.16-26, 2025 (Hakemli Dergi)

Özet

Konteynerlerin hacimsel yapısı, afet sonrası konut ihtiyacını karşılamak üzere seri üretildiklerinde önemli lojistik ve güvenlik sınırlamaları ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca, geleneksel prefabrike barınma birimlerinde kullanılan yüksek derecede yanıcı yalıtım malzemeleri, özellikle ısıtma ihtiyacının yüksek olduğu bölgelerde ciddi yangın güvenliği sorunlarına neden olmuştur. Buna karşın, sökülüp takılabilir depo raf sistemleri, modüler yapıları sayesinde deprem yükleri altında yeterli taşıyıcı performans göstermekte; montaj kolaylığı ve taşınabilirlik açısından da avantaj sunmaktadır. Bu çalışma, her iki sistemin avantajlarını bir araya getirerek yeniden kullanılabilir, panelize ve modüler yapılara dönüştürülmüş konteynerlere dayalı alternatif bir geçici barınma modeli önermektedir. Araştırmanın temel amacı, bu dönüşümün mimari açıdan uygulanabilirliğini değerlendirmek ve esneklik, sürdürülebilirlik ve hızlı kurulum gibi özellikleri destekleyen bir tasarım çerçevesi geliştirmektir. Yöntem olarak, mevcut konteyner ve sökülebilir yapı sistemlerinin analizi yapılmış; ardından tek bir prototip birimden modüler mahalle kümelerine evrilen panel tabanlı mekânsal konfigürasyonlar tasarlanmıştır. Tasarım yaklaşımı, tiny house (küçük ev) ilkelerini benimseyerek mekânsal sıkıştırma, çok işlevlilik ve uyarlanabilirliği ön plana çıkarmaktadır. Erişilebilirlik ve evrensel tasarım ilkeleri, birim düzeyinde kavramsal olarak bütünleştirilmiş; ancak yerel yönetmeliklerle tam uyumun sağlanması, çalışmanın sonraki aşamaları için odak noktası olarak belirlenmiştir. Araştırma bulguları, önerilen panelize konteyner sisteminin taşımada verimlilik, yangın dayanımı, yeniden kullanılabilirlik ve kentsel çevreyle uyumluluk açısından önemli avantajlar sunduğunu ortaya koymaktadır. Bu sayede, afet mağdurlarının kent dışına taşınmak yerine kendi mahallelerinde yaşamlarını sürdürebilmeleri mümkün hale gelmektedir. Önerilen model, afet sonrası geçici yerleşimlere yönelik insan odaklı ve ölçeklenebilir bir yaklaşım geliştirmekte olup, gelecekteki çalışmalar için yapısal analiz, çevresel performans testleri ve erişilebilirlik iyileştirmelerine yönelik kapsamlı bir araştırma gündemi tanımlamaktadır. 

The volumetric nature of shipping containers presents significant logistical and safety limitations when mass-produced for post-disaster housing. In addition, the use of highly flammable insulation materials in conventional prefabricated shelters has raised serious fire safety concerns, especially in regions with high heating demand. In contrast, demountable warehouse racking systems provide favorable structural behavior under seismic loads, as well as ease of assembly and transport due to their modular configuration. This study proposes an alternative temporary shelter model that combines the advantages of both systems by transforming shipping containers into reusable, panelized, and modular structures. The research primarily aims to evaluate the architectural feasibility of this transformation and to develop a design framework that supports flexibility, sustainability, and rapid deployment within urban contexts. The methodology involves analyzing existing container and demountable construction systems, followed by the design of panel-based spatial configurations that evolve from a single prototype unit into modular neighborhood clusters. The design approach adopts tiny house principles, emphasizing compactness, multifunctionality, and adaptability. Accessibility and universal design considerations are conceptually integrated at the unit level, while full compliance with local building regulations is identified as a focus for future phases of the study. The findings demonstrate that the proposed panelized container system enables efficient transport, fire resistance, reusability, and compatibility with urban environments—allowing disaster-affected populations to remain within their communities rather than being displaced to peripheral areas. The proposed model introduces a human-centered and scalable approach to post-disaster temporary settlements, while also outlining a comprehensive research agenda for future studies, including structural analysis, environmental performance testing, and accessibility enhancements.