7th INTERNATIONAL NEWYORK CONFERENCE ON EVOLVING TRENDS IN INTERDISCIPLINARY RESEARCH & PRACTICES, 1 - 03 October 2022, pp.467-472
Old age is defined as the loss of mental, mental and psychic abilities and the weakening of mental
functions used in old age. Human development consists of four stages. These stages are physical,
emotional, social and spiritual. The part where these periods are completed is considered old age. Life
is like a cake, but old age is the last piece of this cake. The number of children in the world, once greater
than the number of older people, is now approaching the limits of the demographic transition. It is
estimated that the world population is gradually increasing due to declining birth rates and increasing
life expectancy. According to a World Health Organization (WHO) report, by 2050 there will be 2
billion people aged 60 and over and 400 million people aged 80 and over. If you look at the share of the
elderly population in Turkey, then in 2023 this share will be 10.2%. 12.9% in 2030. 16.3% in 2040. This
share is expected to reach 22.6% in 2060 and 25.6% in 2080. , poor, closed to change, lonely, unhappy,
with weakened social ties. It became clear that reducing the social burden on the elderly population is
possible as a result of improving the quality of life and improving the health of older people in society.
It turns out that in this way it is possible to reduce the negative attitude towards the elderly. An analysis
of older people by the World Health Organization found that negative or discriminatory attitudes
towards older people are common. The mental and physical health of older people deteriorates with age.
When we look at services for the elderly, we understand that they are connected not only with the health
sector, but with society as a whole. The study of the level of attitudes towards the elderly among college
students is considered a variable that affects many areas related to the care of the elderly, from
communication with the elderly to abuse. It is believed that people in society are more likely to care for
their aging parents at some point in their lives.
Yaşlılık; yaşları aşan kişiler için kullanılan fiziksel, ruhsal, zihinsel yeteneklerin kaybı ve psişik
işlevlerin zayıflaması olarak tanımlanmaktadır. İnsanların gelişimi dört aşamadan oluşmaktadır. Bu
aşamalar; fiziksel, duygusal, sosyal ve zihinsel olarak sıralanmaktadır. Bu dönemlerin tamamlandığı
bölüm ise yaşlılık olarak görülmektedir. Hayat bir pasta olarak görülürken yaşlılık ise bu pastanın son
dilimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyada geçmişte çocuk sayısı yaşlı insan sayısından fazlayken
günümüzde demografik bir dönüm noktasının eşiğine ulaşmıştır. Dünyada doğurganlık oranının
düşmesi, insanların yaşam süresinin uzaması nedeni ile dünya nüfusunun giderek arttığı belirlenmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Raporu’na göre dünyada 2050 yılında dünyada 60 yaş üzeri insan sayısının
2 milyarı, 80 yaş üzeri nüfusun ise 400 milyonu bulacağı düşünülmektedir. Türkiye’de yaşlı nüfus oranı
incelendiğinde 2023 yılında bu oranın %10,2; 2030 yılında %12,9; 2040 yılında %16,3; 2060 yılında
%22,6 ve 2080 yılında ise bu oranın %25,6 olacağı düşünülmektedir. Toplum içerisinde yaşlı tanımı
incelendiğinde yaşlıların tecrübe ve bilgelik gibi yaşlılığının olumlu yönlerinin göz ardı edildiği bunun
yanında yürüme güçlüğü olan, muhtaç, değişime kapalı, yalnız, mutsuz ve sosyal ilişkileri zayıflamış
bireyler olarak tanımlanmaktadır. Toplum içerisinde yaşlıların yaşam kalitesinin arttırılması ve
sağlığının geliştirilmesi sonucunda yaşlı nüfusa bağlı olarak toplumsal yükün azaltılabildiği
belirlenmiştir. Bu şekilde yaşlılara karşı olumsuz tutumların azaltılabileceği görülmektedir. Dünya
Sağlık Örgütü tarafından yaşlılara yönelik olarak yapılan analiz sonucunda yaşlılara yönelik olarak
olumsuz veya ayrımcı tutumların yaygın olduğu belirlenmiştir. Yaşlılık dönemi içerisinde yaşlı
bireylerin zihinsel ve fiziksel sağlıklarının olumsuz yönde etkilendiği görülmektedir. Yaşlı insanlara
sunulmuş olan hizmetler incelendiğinde sadece sağlık alanı değil toplumun tüm kesimini de
ilgilendirdiği ortaya çıkmıştır. Üniversite öğrencilerinin yaşlılara karşı tutumları incelendiğinde bunun
yaşlılarla olan iletişimden yaşlılara yönelik ihmal ve istismara kadar yaşlı bakımına ilişkin birçok alanı
etkileyen değişken olarak görülmektedir. Toplum içerisinde insanların yaşamlarının bir bölümünde yaşlı
anne ve babalarının bakımını üstlenme ihtimalinin yüksek olduğu belirlenmiştir.