1980 SONRASI İSTANBUL’DA KÜLTÜR VE SANAT’A BİR BAKIŞ


Creative Commons License

Cançat A.

7. Uluslararası Sosyal Beşeri ve Eğitim Bilimleri Kongresi, 23 Ekim 2020, İstanbul, Türkiye, 23 Ekim 2020, cilt.1, ss.154-161

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.154-161
  • İstanbul Gelişim Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

1980’ler İstanbul’un, kentsel dönüşüm bağlamında, bir dünya kenti haline getirme projesi adına ilk atılımın ve desteğin olduğu yıllardır. Tüm alanlardaki yenilik, değişimler ve özellikle de teknoloji alanındaki ilerlemeler iletişim, etkileşim ve ulaşımı hızlandırmış; bu hızlanma, kültür-sanat alanlarını oldukça etkilemiştir. Bunlar sanatın, sanatçıların ve sanat eserlerinin sınırları aşarak dünya çapında hareketini kolaylaştırmıştır. Bu hareket, özellikle uluslararası çapta yapılan festival ve bienal gibi sanat etkinliklerine giden yolda önemli olmuşlardır. Ülkemizde 1973’te festival, 1987’de bienal etkinlikleri gerçekleştirilmeye başlamıştır. Bununla birlikte, bu tarihlerde yeni müzelerin ve galerilerin açılması, koleksiyonculuk alanının gelişmesi sanatı canlı tutmuştur. Müzecilik, koleksiyonerlik gibi alanlarda 2000’li yıllarda büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Kültürel ve sanatsal bu hareketlilik ile birlikte İstanbul’un 2010 yılında ‘Avrupa Kültür Başkenti’ seçilmesi ilgi çekicidir. Türk kültür-sanat ortamı, özellikle, 1980’li yıllarda düzenlenmeye başlayan ve hala yapılmaya devam eden bienal etkinlikleri ile birlikte önemli bir değişim sürecine girmiştir. Çünkü, bu gibi sanat etkinlikleri ülkemizin pek çok tarihi mekânında gerçekleştirilmiştir. Buradaki önemli nokta, bu etkinlikler aracılığıyla tarihi mekanların çağdaş bir yorumla ele alınmasıdır. Diğer önemli nokta da sanatın yönetimsel boyutunun öne çıkmasıdır. Büyük organizasyonlar şeklinde olan bu etkinliklerle; yönetim kurulları, küratörlük gibi alanların gerekliliği ortaya çıkmıştır. Tüm bu gelişmeler İstanbul’daki kültür sanat ortamına, geleneksel anlayışın dışında çağdaş, yeni ve dinamik bir sanat ortamını sunmuştur.