Disiplinlerarası Akademik Araştırmalar 2, Emine Kızıltaş Uzunali Derya Yayman, Editör, İksad Yayınevi, Ankara, ss.1-372, 2023
Klasik kavramı Türkçe Sözlük’te “çok zaman geçmiş ama değerini
yitirmemiş örnek bir eser”, “alışılmış” (TDK, 2011: 1452) gibi farklı
şekillerde tanımlanmaktadır. Eski Türk edebiyatı ifadesinde, birbiri ile
zıt gibi görünen bu tanımlardan hangisinin kastedildiğinde bilmek büyük
önem arz etmektedir.
Batı sanatındaki “klasizm” ile veya batı dillerinde “sınıf” anlamına
gelen “class”, “classe” gibi kelimelerle de ilgisi olmayan klasik kavramı;
içinde oluştuğu dönemden bağımsız olarak bütün çağlara hitap eden,
kendisinden sonra gelen anlayışı etkileyen ve besleyen, olgunluk ve
mükemmellik bakımından örnek gösterilmeye layık, değerleri
yitirmemiş olan gibi çağrışımları ile klasik Türk edebiyatı kavramı
bütünü içerisinde kullanılmaktadır.
Divan edebiyatı da, eski dönemde şairlerin şiirlerini dian adı
verilen itaplarda toplamaları, bu dönemin divan edebiyatı olarak
adlandırılmasına da vesile olmuştur. En çok tercih edilen mefhumlardan
olan divan edebiyatı, kadim şairlerin kendilerinin kullandığı bir
kavramla bu gelenek içerisinde karşılanması nedeniyle şık bir
adlandırma olarak nitelendirilebilir. Fakat bütün şairlerin divan
oluşturmaları, divan haricindeki mesnevi ve diğer türlerin varlığı, şiir
dışında nesirle de pek çok eser vücuda getirilmiş olması bu kavramın dar
kapsamlı olmasına yol açmıştır (Taşkesenoğlu, 2020: 2).
Klasik dönem divan edebiyatı şiirlerinde çok sayıda meşhur şair
çeşitli konularda şiirler yazmıştır. Yazılan şiirler arasında sağlık ile ilgili
çeşitli terimlerde şiirler bulunmaktadır. Sağlık ile ilgili olarak hasta,
hastalık, hastane, şifa, gönül yarası, çeşitli hastalık isimleri, şifalı bitkiler,
şifalı içecekler, sihirler, büyüler, bazı kişilerin olağanüstü güçleriyle
hastalara şifa vermeleri vb. gibi konular bulunmaktadır.
Divan şiiri sağlık ile iç içedir. Şair, hayatın içindedir ve divan
şiirinde çeşitli hastalıklardan söze dilmektedir, bunların arasında
DİSİPLİNLERARASI AKADEMİK ARAŞTIRMALAR 2 | 180
yaralanma, sıtma, üşütme ve baş ağrısı bulunmaktadır. Şiirlerde bu
hastalıkların tedavileri de açıklanır. Şiirlerde akıl ve göz haslıkları ele
alınmaktadır ve bunun yanında tıp alanında hastalıklara müdahaleler,
ilaçlar ve tedaviler de bulunmaktadır (Kemikli, 2007: 27).
Eski Türk edebiyatı şiirlerinde aşığın hastalığı aşktır. Hastalık
önceleri şiddetlidir, ancak daha sonra aşık derdine derman bulur. Bazen
hasta, hastalığının hiç bitmemesinin ister. Onun için sevgilisi onun
derdine derman olan hastanedir. Sevgili aşığın tabibidir, ayrıca ilaç
olarak da sevgilinin dudakları olarak bilinir. Doktorlar hastalığa çare
bulamazlar. Tımar sözcüğü tedavi anlamındadır, ayrıca bimar sözcüğü
de ses uyumu şeklinden dolayı tercih edilir (Günan, 2018: 279).
Aşık divan şiirinde hasta olandır. Bu hastalığın en önemli sebebi
vuslata erememedir. Ayrılık acısı sevgiliyi hasta eder ve hasta ıstırap
çeker. Özellikle sevgilinin bir nazarı sevgilinin ciğerini yakmaktadır.
Aşağıdaki beyitte sevgilinin nazarı (yan bakışı) sevgiliyi yaralamaktadır
(Kocabaş, 2019: 171).
Divan edebiyatı şiirlerinde özellikle kalp veya gönül hastalığı
şiirler ve bu hastalıkların iyileştirilmesine vesile olan durumlar ele
alınmıştır.
Marazdan bi-hamdi’llah eksilmedin hîç
Degül tab-ı yakuta ateş mükeddir (Nevî)
“Ateşin yakutun parlaklığını bulandıramadığı gibi sen de
hastalıktan (dolayı) çok şükür, (gücünden) hiç eksilmedin (Hastalığın
menfi tesiri olmadı)” (Cançelik, 2014: 166).
Divan edebiyatında yer alan şiirlerden bazılarında da aşk acısı,
gönül acısı, ayrılıktan dolayı sevgililerin yaşamış oldukları acı
görülmektedir.