ORTA DOĞU'DA FİLİSTİN-İSRAİL SORUNUNDA BÖLGESEL DENGELER: ALGILAR, İŞ BİRLİKLERİ, JEOPOLİTİK VE İRAN ETKİSİ


Creative Commons License

Semin A.

Akademik Hassasiyetler, cilt.10, sa.22, ss.90-108, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 10 Sayı: 22
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.58884/akademik-hassasiyetler.1265223
  • Dergi Adı: Akademik Hassasiyetler
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.90-108
  • İstanbul Gelişim Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Filistin-İsrail Meselesi 1948’te Arap-İsrail savaşı ile başlayan daha sonra Mart 2003 Irak işgali, Arap Baharı ve Obama’nın Ortadoğu Barış Planı’nın da geciktirici etkisi ve son olarak Trump’ın Kudüs’ü başkent ilan etmesiyle Orta Doğu’da hala çözülemeyen büyük bir meseledir. Bu makalede, Trump’ın “Kudüs İsrail’in başkentidir” kararı arkasındaki temel faktörler ve bölgede yaşanan krizlerin, ittifaklar ve iş birliklerindeki süreçlerin denge değişimine etkisi ele alınmıştır. Avrupa ülkelerinin bu karara olan tepkisine de değinilmiştir. Bu çalışmanın ana noktalarından biri, Arapların başlangıçta Filistin-İsrail Sorunu'nu kendi davaları olarak benimserken zamanla bu sorunun Filistin ve İsrail arasında bir mesele olduğunu kabul etmeleridir. İsrail'in kuruluşuyla yaşanan süreçler ve savaşlar, Arap- İsrail sorununun giderek Filistin-İsrail sorununa evrilmesine yol açmıştır. Mısır gibi başta sürece destek olan ülkelerin sonrasında kendi iç ve dış güvenliklerini garantiye almak istemesi ve Hamas ile el Fetih arasındaki stratejik ve politik bölünme İsrail- Filistin arasındaki çatışmayı derinden etkilemiştir. Süreçteki bir diğer önemli aktör olan İran’ın, bölgedeki dengelere ve Filistin-İsrail sürecine etkisi değerlendirilmiştir. Şii-Sünni faktörünün İsrail’den daha tehlikeli olduğu algısı, İran’ın bölgede aktif rol oynaması ve nükleer silahlanma olasılığı Filistin meselesinin arka planda kalmasına sebep olmuştur. Orta Doğu’daki devletlerin din olgusunun jeopolitik çıkarlarla ilişkisi göz önünde bulundurularak rant-çıkar ilişkisi bağlamında değerlendirilmiştir. Bu çalışma ikincil kaynaklardan elde edilen verilerin nitel analizini kullanmıştır. İçerik analizi yöntemiyle, bilimsel makaleler, hükümet raporları ve Arap basınında çıkan temalar ve kavramlar incelenmiştir. Son olarak, bu çalışma Orta Doğu'daki liderlik krizine ve İsrail-Filistin çatışmasıyla olan ilişkisine ışık tutmaktadır. Çalışmanın bulguları, çatışmanın çözümü için kapsamlı bir yaklaşımın ve bölgede barış ve istikrarın teşvik edilmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır.
The Palestinian-Israeli Issue is a lingering problem in the Middle East, originating from the 1948 Arab-Israeli conflict and further exacerbated by events like the 2003 Iraq invasion, the Arab Spring, and Trump's declaration of Jerusalem as the capital. This article discusses the underlying factors behind Trump's decision, the impact of regional crises, alliances, and collaborations on balance shifts. It also touches on European countries' reactions. One key point is how Arabs initially embraced the Palestinian-Israeli issue as their own, then recognizing it as a matter between Palestine and Israel. The evolution of the Arab-Israeli issue into the Palestinian-Israeli conflict stemmed from processes and wars post Israel's establishment. Egypt's shift from support to ensuring internal and external security, the Hamas-Fatah divide, and Iran's influence are examined. The perception of Shia- Sunni dynamics being more dangerous than Israel's influence and Iran's role led to the backgrounding of the Palestinian issue. The study evaluates the connection between Middle Eastern states' religious elements and geopolitical interests. Secondary sources were qualitatively analyzed using content analysis, examining themes from scientific articles, government reports, and Arab media. Ultimately, this research sheds light on the leadership crisis in the Middle East and its relation to the Israel-Palestine conflict, emphasizing the need for a comprehensive approach and promoting peace and stability in the region.