Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Gelişim Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İnşaat Mühendisliği , Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2024
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: SELİN ECE ALTUN
Danışman: Yasin Paşa
Özet:
Nüfusun, göç vb. çevresel faktörler ile artışı, kentsel yapılaşmayı olumsuz etkilemektedir. Artan kentsel yapılaşma beraberinde, beton ve asfalt gibi geçirimsiz yüzeylerin geniş alanlara yayılmasına sebep olmaktadır. Meydana gelen söz konusu geçirimsiz tabakalar, yağmur sularında sızma kaybı oluşturmakta, yağmur suyunun yeraltına geçişini engellemektedir. Yeraltına aktarılamayan yağmur suları akış haline geçerek, kentlerde su baskınlarına, beraberinde can ve mal kaybı yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Yapılan bu çalışmada, Zonguldak ili içerisinde seçilen, kentleşmenin yoğun olduğu çalışma alanında, Meteoroloji Genel Müdürlüğü Zonguldak Meteoroloji İstasyonundan alınan veriler ve tasarım kriterleri doğrultusunda, EPA SWMM programı kullanılarak, yağmur suyu drenaj sistemi modellenmiştir. Kurulan bu modele, SWMM programınca tanımlanmış, Düşük Etkili Kentleşme (DEK) uygulamaları entegre edilerek, bu metotların yüzeysel akış ve pik debi değeri üzerinde olan etkisi incelenmiştir. Kentlerde oluşan kontrolsüz yüzeysel akışa, sürdürülebilir çözümler getirilmiştir. Bu tez çalışmasında, EPA SWMM programınca tanımlanmış olan, Düşük Etkili Kentleşme (DEK) yöntemlerinden; yeşil çatı, yağmur bahçeleri ve yağmur varili metotlarının kullanıldığı senaryo oluşturularak tasarlanan model 25, 50 ve 100 yıllık dönüş aralıklı yağış durumu incelenmiştir. Geliştirilen bu senaryoda, modelde oluşturulan tahliye hatlarının çıkış noktalarındaki pik debi değerinde meydana gelen değişim gözlemlenmiştir. Debi miktarlarındaki değişim incelendiğinde; 25 yıllık dönüş aralıklı yağış durumu incelendiğinde, modelde tanımlanmış çıkış noktalarında oluşan debi miktarlarının, Düşük Etkili Kentleşme (DEK) uygulamalarının entegrasyonu sonucunda bu değerlerin; H1 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %21,12 azaldığı, H2-H3 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %26,15 azaldığı, H4-H5 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %24,32 azaldığı, H6 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %45,85 azaldığı, H7 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %25,30 azaldığı, H8 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %37,83 azaldığı belirlenmiştir. 50 yıllık dönüş aralıklı yağış durumu incelendiğinde, modelde tanımlanmış çıkış noktalarında oluşan debi miktarlarının, Düşük Etkili Kentleşme (DEK) uygulamalarının entegrasyonu sonucunda bu değerlerin; H1 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %21,90 azaldığı, H2-H3 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %25,86 azaldığı, H4-H5 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %24,27 azaldığı, H6 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %45,71 azaldığı, H7 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %25,18 azaldığı, H8 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %37,84 azaldığı belirlenmiştir. 100 yıllık dönüş aralıklı yağış durumu incelendiğinde, modelde tanımlanmış çıkış noktalarında oluşan debi miktarlarının, Düşük Etkili Kentleşme (DEK) uygulamalarının entegrasyonu sonucunda bu değerlerin; H1 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %22,01 azaldığı, H2-H3 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %25,40 azaldığı, H4-H5 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %24,20 azaldığı, H6 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %45,59azaldığı, H7 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %25,06 azaldığı, H8 çıkış noktasında maksimum debi miktarının %37,88 azaldığı belirlenmiştir. Düşük Etkili Kentleşme Metotlarının entegre edildiği haliyle modelde, tahliye hatlarının çıkış noktalarında oluşan pik debi değerinin azaldığı gözlemlenmiştir. Söz konusu metotların, akışın kontrol altına alınması hususunda çevreci bir yaklaşım olduğu görülmektedir.