Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Gelişim Üniversitesi, LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ, İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ , Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2021
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: RUYA KHALEEL RASHID
Danışman: Anıl Niş
Özet:
Enerji tasarrufu ve yaşadığımız çevreyi korumaya artan vurgu, geleneksel yapı
malzemelerine alternatiflerin araştırılmasına yol açmıştır. Bu tür araştırmaların arkasındaki
önemli hedeflerden bazıları, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve gerekli enerji üretimini en aza
indirmektir. Betonun dünya çapında kullanımı sudan sonra ikinci sıradadır. Normal Portland
Çimento (OPC), geleneksel olarak beton üretiminde birincil bağlayıcı olarak kullanılır.
Çimento üretimi, hacmi ve sera gazı emisyonuna katkısı açısından önemli bir endüstriyel
faaliyettir. Genel olarak, çimento üretimi toplam CO2 salınımının en az % 5 ila 7'sine sebep
olmaktadır. Çevrenin bir diğer önemli sorunu, termik santral tarafından elektrik üretim
süreçlerinde kömürün yakılmasıyla ortaya çıkan tehlikeli bir atık madde olan uçucu külün
bertaraf edilmesidir. Bu çalışma, beton yapımında çimento kullanımından kaçınarak
maksimum uçucu kül miktarını kullanmayı ve böylece atmosferdeki CO2 emisyonunu
azaltmayı amaçlamaktadır. Bu sebeple, % 100 düşük kalsiyum içerikli F tipi uçucu kül ve
alkali aktivatör olarak sodyum hidroksit ve sodyum silikatın kombinasyonu kullanılarak
hazırlanan geopolimer betonların dayanım ve durabilitesi kür koşullarını da dikkate alarak
yapılan deneysel bir çalışmayı içermektedir. Bağlayıcı miktarı 400 kg/m3
, 500 kg/m3
ve 600
kg/m3
olacak şekilde üç farklı miktarda seçilmiştir. Kimyasal dayanıklılık çalışmaları dikkate
alınarak ise alkali solüsyon/bağlayıcı miktarı 0.45 ve 0.55 olarak seçilmiştir. Bu kapsamda altı
farklı geopolimer beton üretilmiştir. Alkali aktivatör olarak 2.5 / 1 oranında sodyum silikat ve
sodyum hidroksit kullanılmıştır. Sodyum hidroksit molaritesi 14 M olarak seçilmiştir. 6 farklı
geopolimer betonun kimyasal dayanıklılığındaki değişim, hem laboratuvar hem de % 5
sülfürik asit solüsyonlarından 28., 90. günlere kadar bekletilerek incelenmiştir. Yapılan
çalışmada, % 5 sülfürik asit nedeniyle numune yüzeylerindeki değişim, numune
ağırlıklarındaki değişim ve basınç dayanımındaki değişim ayrıntılı olarak incelenmiştir. Elde
edilen sonuçlara göre, üretmiş olduğumuz geopolimer betonlar yüksek mekanik mukavemet ve
sülfürik asit dayanıklılığı gösterdiği için mevcut yapılarda kullanmak mümkündür. Yapılarda
geopolimer beton kullanımının standart hale getirilmesi ve gerekli düzenlemelerin
benimsenmesi için geopolimer beton üzerinde daha fazla araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.